Vay Tiền Nhanh. Herkesin sabırsızlıkla beklediği yeni yıl neredeyse gelmek üzere. Yeni yılla beraber herkesin gerçekleştirmek istediği birçok dilek var. Bu dileklerinizi gerçekleştirmeye, yılbaşını kutlayacağınız güzel bir şehir seçerek başlayabilirsiniz. Peki Türkiye’de yeni yıl için nereye gidilir diye merak ediyorsanız, yeni yıla girmemize çok az kalmışken, yılbaşı coşkusunu en güzel şekilde deneyimleyeceğiniz 5 şehri sizler için yılı tam anlamıyla yaşayabileceğiniz şehirlerden ilki Bursa, spesifik olarak ise Uludağ bölgesi. Yılbaşı kutlamasını ve tatilini düşündüğümüzde aklımıza elbette ki bol bol kar görmek geliyor. Bunun içinse Uludağ doğru bir tercih. Türkiye’nin en önemli kayak merkezine sahip olan Uludağ, hayallerinizi süsleyen kar imajıyla sizleri yılbaşına doğru artan kar miktarıyla kayak ve diğer sporlar için daha da elverişli hale geliyor. Tabii ki, eğlence sadece kayak yapmakla bitmiyor. Uludağ, gece hayatıyla da yeni yıl için dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Müzikli eğlencenin yanında, yılbaşı programları düzenlenen yerlerde ünlü sanatçılarla yeni yıl kutlamasının doruğuna ulaşabilirsiniz. Uludağ, sabah kahvaltısında sucuk ekmek yiyebileceğiniz, dağ evlerinde şömine karşısında sıcağın konforuna varabileceğiniz sıcacık ve unutulmaz anılar kazandıracak Anadolu’nun en güzel şehirlerinden biri olan Nevşehir’de yılbaşı eğlencesi bambaşka. Yeni yıl için özellikle Kapadokya tercih edilmeli. Kapadokya doğal oluşum kayalarıyla ve peribacalarıyla Türkiye’nin en gezilmeye değer yerlerinden biri konumunda. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş olan bölge, her yıl onlarca yerli ve yabancı turistin ilgisini çekiyor. Yaz aylarında gezilip görülmeye doyum olmayan yer, kışın beyazlarla kaplandığında da büyüleyiciliğinden ödün verimli geçirmek isteyenler ve bol aktivite arayanlar için, Nevşehir, Kapadokya, yeni yıla girmek için tercih edilebilir en güzel yerlerden. Mağara otellerde, Kapadokya’nın karla kaplı manzarası uyanır uyanmaz sizi karşılıyor. Kapadokya’da yeni yılı aktivitesiz geçireceğiniz zamanınız ise neredeyse yok. Sabah saatlerinde, eğer rüzgar şiddetli ve sert değilse, balon turlarıyla bembeyaz olmuş peribacalarının tadını çıkarabilirsiniz. Tarihin ve kültürün ön plana çıktığı bir yılbaşı isteyenlere, Kapadokya’da görebileceğiniz Göreme Açık Hava Müzesi ve Uçhisar Kalesi gibi yapılar mevcut. Akşam saatlerinde de yılbaşı programları çerçevesinde çeşitli eğlenceler ve ünlü sanatçılarla yeni yıla girebilirsiniz. Peribacalarıyla meşhur olan yerde, peri masalındaymış gibi bir yeni yıl geçirmeniz ne kadar Bolu, kızıl-turuncu hazan mevsimiyle zihinlerde özdeşleşmişse de konu kış turizmi olunca da Türkiye’nin vazgeçilmez şehirleri arasında yerini alır. Doğal güzellikleri, köklü tarihi ve kültürel zenginlikleriyle giden herkesi büyüleyen Bolu, göl manzarasından milli parklara, kayak tatilinden leziz kahvaltı sofralarına kadar birçok farklı deneyim vaat en önemli turistik merkezlerinin başında ise Gölcük Tabiat Parkı gelir. Eşsiz doğa manzaralarına ev sahipliği yapan Gölcük, seyir terasları ve yürüyüş parkurları ile hem doğa hem de fotoğraf tutkunlarını kendine çeker. Her mevsimde ayrı güzelliklere sahne olan Abant Gölü de Bolu’da mutlaka görülmesi gereken yerler Dağları’nın zirvesine konumlanmış olan Kartalkaya Kayak Merkezi ise ülkemizin sayılı kayak merkezleri arasında. Geniş çam ormanlarının arasında 2200 metreye kadar ulaşan pist uzunluğuyla kayak yapmak için en doğru adreslerden biri olan Kartalkaya, yeni yılı karlar içinde geçirmek isteyenler için çeşitli konaklama seçenekleri de sunuyor. Tek yapacağınız, macera dolu bir yılbaşı için yerinizi önceden ayırmak. KarsYeni yıl kutlamaları için herkesin aklında ilk Kars gelmeyebilir fakat son zamanlarda yoğun ilgi gösterilen Doğu Ekspresi ile yılbaşında çok eğleneceksiniz. Doğu Ekspresi'ndeyken, trenle karla kapla muhteşem Kars manzarasını seyredebilirsiniz. Yaklaşık olarak bir gün süren tren yolculuğunda, daha rahat edebilmek adına, yataklı vagon seçerek sevdiklerinizle baş başa güzel vakit geçirebilirsiniz. Tabii ki, yeni yıl eğlenceniz tren yolculuğuyla sınırlı kalmıyor. Kars’ta tarihi yapıları gezdikten sonra, eğer bir turla katılmışsanız, donmuş olan Çıldır Gölü üzerinde atlı kızakla beyaz manzarasının zevkine varacağınız doğa yürüyüşüne çıkabilir, çeşitli yerlerde kayak yapabilirsiniz. Yılbaşı gecesi canlı müziklerin olduğu eğlence yerlerinde de yeni yıla en soğuk şehirlerinden biri olan Erzurum, yeni yılın soğuğunu iliklerine kadar hissetmek isteyenler için olmazsa olmaz yılbaşı destinasyonlarından. Kayak turizmiyle Türkiye’nin önde gelen kış şehirlerinden biri olan Erzurum’da, Uludağ’a alternatif olarak, Palandöken sizleri bekliyor. Yeni yılı adrenalinle kutlamayı düşünenler için kayak harici, snowboard, kızak yapma ve zipline’a binme seçenekleri de bulunuyor. Yılbaşında herkesten farklı olarak macera arayanlar için Erzurum, Palandöken bu isteğinizi yerine getirmek için birebir.
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu TGDF tarafından da desteklenen WorldFood Istanbul, Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı, bu yıl 7-10 Eylül 2017 tarihleri arasında düzenlenecek. Fuar, gıda sektörünün liderlerini bir araya getirecek. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artan nüfus ile doğru orantılı olarak sürekli gelişen ve büyüyen gıda sektörü, bu yıl yine WorldFood Istanbul’da tüm yönleriyle ele alınacak. Gıda sektörünün ihracat kapısı Gıda sektörü profesyonellerinin buluşma noktası olan WorldFood Istanbul, Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı, bu yıl 7-10 Eylül 2017 tarihleri arasında gerçekleşecek. ITE Turkey’in grup şirketleri arasında yer alan EUF – E Uluslararası Fuarcılık tarafından düzenlenen WorldFood Istanbul; gıda sektörünün tüm bileşenlerini tek bir çatı altında bir araya getiriyor. İş hacmi sayesinde Türkiye ekonomisine ve istihdamına da büyük katkılar sağlayan gıda sektörünün ilerlemesine olanak sağlayan WorldFood Istanbul; fuar katılımcılarına yeni bilgi edinmelerinin yanı sıra farklı pazarlarda iş yapma fırsatı da sunuyor. TGDF destek veriyor Gıda ürünleri ve teknolojileri ile ilgili sektörü buluşturan WorldFood Istanbul, Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu TGDF, KOSGEB, TÜGİDER ve PAKDER tarafından da destekleniyor. Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan fuarda, 500’e yakın yerli - yabancı firma ve fazla marka, en son ürün, hizmet ve teknolojilerini sergilemeye hazırlanıyor. Türkiye'nin dünyaya açılan gıda vitrini olma özelliği taşıyan WorldFood Istanbul, bu yıl birbirinden ilgi çekici etkinlikleriyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Fuar ile eş zamanlı gerçekleştirilecek inovasyon ve yemek yarışmaları; görsel bir şölen ile birlikte toplantılara lezzetli bir mola verdirecek. “Gıda satın almasında kalite standartları”, “Perakendede global vizyon” ve “Türk gıda pazarı, ithalat prosedürleri, tüketici talepleri, perakende dinamikleri” konularını içeren konferanslar da katılımcılara gıda sektörü hakkında detaylı bilgi akışı sağlayacak. Bunlara ek olarak; uluslararası satın alma heyetinin ağırlanacağı ve B2B iş görüşmelerinin organize edileceği Retail Center Perakende ve Zincir Market iş görüşmeleri alanı ve Azerbaycan, Kazakistan, Ukrayna, Körfez Ülkeleri, Tunus, Fas, İran, Orta Doğu ve Avrupa’dan gelecek satın alma heyetleri de farklı işbirliklerini mümkün kılacak. ITE Turkey Gıda Grup Direktörü Semi Benbanaste “Gıda ihtiyaçları değişiyor” Fuarın açılışına az bir zaman kaldığını belirten ITE Turkey Gıda Grup Direktörü Semi Benbanaste, “Artan nüfusun ve değişen yaşam standartlarının etkisiyle gıda ürünlerindeki ihtiyaçlar da değişiklik gösteriyor. Kişiler, tüm dünyada yetişen her türlü gıda ürününe kolay bir şekilde ulaşmayı bekliyor. Bu durum gıda endüstrisini ve teknolojisinin gelişmesine ışık tutuyor. Bu doğrultuda gıda sektörü her geçen gün büyümeye devam ediyor. Bu yıl 25. kez gerçekleştireceğimiz WorldFood Istanbul fuarımızda da sektörün öncülerini bir araya getirerek gelişimine katkı sağlamayı planlıyoruz. Katılımcıların yüz yüze görüşerek sıcak ilişkiler kurduğu, yeni pazarlar ve yeni müşteriler için oldukça verimli bir platform olan fuarımız, her yıl olduğu gibi 2017 yılında da sektöre katkı sağlamayı hedefliyor” dedi.
Mutlaka sizde yeni yıla saniyeler kala 10’dan geriye saymışsınızdır. İnsanlar geri sayım yaparken ki anlarını sosyal medyada sıkça paylaşıyor. Yeni yıla girmenin bir gerekliliği aline gelen bu davranış hayatımıza nasıl girdi bunu inceleyeceğiz. Geri Sayımın Tarihi 1960’lara ve 1970’lere kadar çok az insan geri sayım yaptı ve evet, buna yeni yıl da dahildi. 31 Aralık’ta kutlamalar ve sonrasında geri sayım. O halde, 20. yüzyılın ikinci yarısında geri sayım neredeyse hiç yoktan her yerde yaygın hale nasıl geldi? Ve neden şimdi onlara bu kadar çekiliyoruz, özellikle bir yılın sonunu ve diğerinin başlangıcını işaretlemek için neden sayım yapıyoruz? Bugün bildiğimiz gibi geri sayımlar birçok amaca hizmet ediyor. Tahminleri, kararları ve taraflarıyla yeni yılı beklemek tipik olarak üretken, iyimser ve umut vericidir. Ama aynı zamanda zamanın bittiği felaketlerin ortaya çıktığı “kıyamet geri sayımları” da var. Felaket her zaman insan yaşamının bir parçası olmasına rağmen, nükleer imha tehdidi yaygın varoluşsal korkuları beraberinde getirdi. Özellikle 1947’de, Atom Bilimcileri Bülteni, kıyamete ne kadar yakın olduğumuzun görsel bir hesaplamasını sağlayan Kıyamet Saatini tanıttı. Takip eden yıllarda, geri sayım’ terimini Amerikan sözlüğüne getirenler de aynı bilim adamlarıydı. Bir 1953 San Francisco Examiner makalesi, yakınlardaki Nevada çölünde bir atom bombası testi hakkında şunları bildirdi “Hoparlör ve kısa dalga radyo bağlantısındaki atanmış bir yetkili, patlamadan önce kalan süreyi aralıklarla duyurur. En sonunda eksi 10 saniye, eksi 5 saniye ve eksi 4 saniye’ tonlarını seslendiriyor ve patlama anına kadar devam ediyor.’ Birkaç yıl sonra, Alfred Hitchcock 1957 yapımı televizyon filmi Four O’Clock’taki atom geri sayımını evcilleştirdi ve adını aynı zamandan dakikalar ve saniyeler önce patlayıcılarla donatılmış bir banliyö evinin bodrum katına nakletti. 1950’lerin televizyonda yayınlanan geri sayımları, ister gerçek ister kurgu olsun, zamanın şişip gerildiği ve sonra söndüğü, korkutucu zamansal deneyimlerdi. Ancak 5 Mayıs 1961’de geri sayım ilk büyük pozitif çağrışımına kavuştu. Ulusal gece haberlerini izleyen yaklaşık 45 milyon Amerikalı, Amerika’nın ilk insanlı uzay uçuşunun başarılı bir şekilde başlatılması için geri sayımı duydu. Patlamanın ardından astronot Alan Shepard, Roger, havalandı ve saat başladı’ dedi. Kıyamet geri sayımları tehdit ettiği için zaman bitmedi; bunun yerine yeni bir saat başladı. Uzay Bilimi Gölgesinde Geri Sayım Roket fırlatmalarıyla ilgili geri sayımın kökenleri, Fritz Lang’in 1929 tarihli filmi Woman in the Moon’un bir ay roket fırlatma için uzun bir geri sayım içerdiği Weimar Cumhuriyeti’ndeydi. Daha önce hiç kimse fırlatma ya da geri sayım gibi bir şey duymamış ya da görmemişti. Cömert bilim kurgu çok makaralı filmi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Amerikan uzay programının merkezi haline gelen Almanya’nın roket bilimcileri üzerinde çok büyük bir etkiye sahipti. Filmdeki danışmanlardan biri, daha sonra NASA için çalıştığı ve roket fırlatmalarını düzenlediği Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eden erken dönem uzay yolculuğu meraklısı Willy Ley’di. 1960’lar boyunca televizyonda yayınlanan her roket fırlatmayla birlikte, geri sayım halkla giderek daha fazla olumlu ilişki kurdu ve üç kişilik bir mürettebatı aya götüren uzay gemisi Apollo 11’in tarihi geri sayımını ve kalkışını oluşturdu. Bugün bildiğimiz şekliyle oluşum geri sayımının unsurları, dünya çapında en az 500 milyon insanın yüksek sesle ve net bir geri sayım duymak için ayarladığı 16 Temmuz 1969’da, heyecan verici, cüretkar ve dönüştürücü bir hedefe yol açtığında tarihe kazındı. . 1970’ler boyunca, geri sayım atomik test alanlarının ve uzay görevlerinin ötesine, radyo ve televizyon programlarına ve bir bomba patlamasının nihilizminden bir roket fırlatma zaferine doğru ilerledi. 1974’te başlayan popüler Avustralya müzik programı Countdown, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da benzer gösterilere ilham verdi. Bu gösteriler, en son en büyük hit için geri sayarak, zamanın akışını yavaşlattı ve yakın geçmişin sınırlarını çizdi. Arazileri zaman değil, daha ziyade sırayla düzenlenen ve “sıfır” değil “bir numara”ya götüren “en üst” veya “en popüler” idi. Diğer türde geri sayım programları zamana karşı yarışı güçlendirdi. Örneğin, uzun süredir devam eden İngiliz oyun programı Countdown’da, yarışmacılar belirli bir süre içinde sayı ve kelime problemlerini tamamlamaya çalışıyorlar. Kıyamet Saatini andıran çok büyük bir analog saat, gösterinin setinin üzerinde asılı duruyor. Bu yinelemede, gösterinin muzaffer yarışmacıları zamana karşı yarışın kazanılabileceğini, yani felaketin önlenebileceğini gösteriyor. Bu Yazı İlgini Çekebilir Yılbaşı Temalı En İyi 10 Film Kıyamet ve oluşum geri sayımları sonunda nihai kutlama geri sayımına yol açtı yeni yıla bir. Amerikalılar, 1890’lardan başlayarak, gece yarısı çanların çoğunlukla kiliselerde çalması da dahil olmak üzere, Yeni Yıl Arifesini çeşitli şekillerde alenen kutladılar. İlk top 1908’in gelişini kutlamak için One Times Meydanı’nın çatısına düştü ve 1930’larda ve 1940’larda ticari radyo yayınları, gece yarısı hem kırsal hem de kentsel izleyicilere yeni yılın gelişini müjdeledi. Ama tespit ettiğim ilk geri sayım 1950’lerin sonlarındaydı. 1957’nin son birkaç saniyesinde, yayıncı Ben Grauer, Times Meydanı’na bakan bir tünekten ulusal bir radyo dinleyicisine “’58 yolda, 5-4-3-2-1. Top direğe doğru kaymaya başlıyor ve bu, ’58’in burada olduğunun işareti.’ Çok fazla ilgi görmedi Mevcut kayıt, neşeli ama kesinlikle geri sayım yapmayan bir kalabalığı içeriyor. 1960’lar boyunca, Grauer, muhtemelen son derece kısa ömürlü bir olayı uzatmanın bir yolu olarak, televizyonda Yılbaşı Gecesi geri sayımlarını tanıtmaya çalıştı. Yine de, bu yayınlarda kalabalığın tezahüratlarını duyabiliyor olsanız da, geri sayıma katılmıyorlar. Grauer’in yeniliğini yakalayan Dick Clark’ın 1973’te giriş yapan Yeni Yıl Rockin’ Eve’i, dans partisi setlerinde sahnelenen şekerlemeli geri sayımlar içeriyordu ve bazen Times Meydanı top düşüşü ile acı verici bir şekilde senkronize değildi. İnanması imkansız olsa da, mevcut radyo ve televizyon yayınları ve gazete raporları üzerine yaptığım araştırma, 1979’un gelişinden birkaç saniye öncesine kadar Times Meydanı kalabalığının yeni yıl için geri sayım yapmadığını gösteriyor. O anda, geri sayım kültürünün geldiği ve burada kalacağı açıktı.
- 0416 Son Güncelleme - 0418 Türkiye'nin otomobili TOGG'un deneme üretimi için geri sayım başlıyor. Gemlik Tesisi'nde inşaatın başlamasının ardından geçen 2 yılda plan doğrultusunda TOGG deneme üretimi için hazırlık son aşamaya geldi. Tesiste gövde, boya ve montaj istasyonlarındaki parçalı provalar başarılı şekilde gerçekleştirildi, deneme için sayılı günler kaldı. Yılın son çeyreğinde seri üretime hazır olacak tesiste üretilecek TOGG, Avrupa normlarında teknik yeterlilik testlerinin tamamlanmasından sonra 2023'ün ilk çeyreğinde C segmentinde 'doğuştan elektrikli' olarak pazara çıkacak. Ardından yine C segmentinde Sedan ve Hatchback modelleri devreye alınacak. 2 model daha üretilerek 5 araçlık ürün gamı tamamlanacak. TOGG, 2030’a kadar tek bir platformdan 5 farklı model üretimiyle toplam 1 milyon adet araç üretmeyi planlıyor. TOGG tesisinin temeli 18 Temmuz 2020'de atılmıştı. Üst yapı çalışmaları Ocak 2021'de başlayan tesiste 250 robot devreye alındı, ekipman ve montajlar tamamlandı. 1,2 milyon metrekare alan üzerine inşa edilen tesis, 230 bin metrekare kapalı alana sahip. İnşaatında 9 bin 700 kişinin görev aldığı tesiste 3 milyon saat çalışma yapıldı. Tesis, üretim kapasitesi 175 bini bulduğunda istihdam 4 bin 300 kişi olacak. 2030'a kadar toplam 1 milyon adet akıllı cihaz üretimi planlanıyor. Togg son viraja girdi, yeni duyurular üst üste geldi! Resmi hesaptan paylaştı Yerli otomobil projesinin mimarı Togg, aracın geliştirme aşamasında son viraja girerken yeni duyurular yapmaya devam ediyor. Son olarak şirket, 7 yeni iş ilanı daha yayımladı. Yerli otomobil için arıyor Togg resmi hesabından yayınladı Togg, yerli otomobil üretimi için yeni işe alımlar yapmaya devam ediyor. Son olarak şirket, yeni iş ilanları açtı. Geçtiğimiz haftalarda da iş ilanlarını duyurmuştu. Etiketler togg,togg üretim,
NASA'nın Uzay Fırlatma Sistemi, 18 Mart'ta Florida'daki taşınabilir fırlatıcıda dururken. Fotoğraf Kim Shiflett/NASA Bu süper güçlü roket insan taşımayacak. Bunun yerine, rokete iki tane sahte insan gövdesi yerleştirilecek. NASA’nın onlarca yıldır süren Ay’a yeniden dönüş planı iptal edilmekle, yeniden başlamakla, ABD Kongre toplantılarıyla, COVID-19’la, teknik gecikmelerle ve daha teknik gecikmelerle karşı karşıya kaldıktan sonra nihayet kalkışa hazır. Her şey yolunda giderse, Artemis 1’in başlamasına bir aydan kısa bir süre kaldı. Uzay Fırlatma Sistemi SLS roketinin Ağustos’un sonunda veya Eylül’ün başında fırlatılması, Ay’ın yörüngesine girmesi ve sonrasında Dünya’ya dönmesi bekleniyor. NASA’nın bu en yeni uzay uçuş programının ilk öğesi olan Artemis 1, uzun zamandır beklenen ve önümüzdeki yıllarda astronotları taşıması planlanan SLS ve Orion komuta modülünün önemli bir testi niteliğinde SLS, eski Satürn V roketine benzeyen bir ağır yük roketi. Artemis 1’in fırlatılacağı Florida’nın doğu kıyısındaki NASA’nın Kennedy Uzay Merkezi’nde çalışan operasyon müdürü Sliff Lanham, “Takım heyecanlı olmanın da ötesinde” diyor. “Halen yapılması gereken birkaç haftalık işimiz var, dolayısıyla sakin olmamız gerekiyor.” İşte, fırlatmayla ilgili yapılanlar ve en önce yapılması gereken şeyler. Son sezon Provalardan çıkarılan dersler NASA’nın bir kaç ay önce yakıt sızıntılarıyla ilgili sorunlar yaşadığını ve test uygulamalarının iptal edildiğini hatırlıyor olabilirsiniz. NASA mühendisleri, bu testlere “yaş hazırlık provası” WDR adını veriyor. İsminden de anlaşılacağı üzere, bu testlerde roket rampaya yerleştiriliyor ve fırlatma günü yapılacaklar prova ediliyor. WDR’lerin bir diğer amacı, tam da böylesine büyük roketler gibi yüksek ölçüde karmaşık sistemlerde pek de olağan dışı sayılmayan bu tür sızıntılar gibi sorunların keşfedilmesi. WDR’ler aslında çok faydalı. NASA’da çalışanlar, bu testlerden elde edilen sonuçları kullanarak Artemis 1 fırlatışı için kontrol listesi hazırlıyor. Fırlatma hazırlığının en göz kamaştırıcı kısmı olmayabilirler fakat bu denemeler olmadan, roket muhtemelen fırlatılamaz. NASA, roketi biraz kurcaladıktan sonra son testleri Haziran ayında yürütmüştü. Başka bir yakıt sızıntısı olmasına rağmen, mühendisler testlere son vermeyi seçmiş ve roketi tamir için yeniden montaj binasına götürerek sorunları çözeceklerini düşünmüşlerdi. Fırlatmaya bir ay kala Roketin hazırlanması Mühendislerin Artemis 1’i uğurlamadan önce halen tamamlaması gereken bir kaç iş var. Yapılacak önemli şeylerden biri de, SLS’nin bileşenlerini kontrol ederken kullandığı roket pillerini şarj etmek. Fakat bu pillerin sınırlı bir ömrü var ve mühendisler pilleri çok erken dolduramaz. Lanham pilleri doldurmanın, belirsiz bir fırlatma tarihi için plan yapmayı içeren itinalı bir dengeleme işi olduğunu söylüyor. Dahası, Artemis 1’de hiç insan mürettebat bulunmasa da Orion kapsülü üç yolcu taşıyacak İnsan astronotların Ay yolculuklarında karşılaşacakları unsurları test edecek olan üç deney mankenini. Bu mankenlerden ilki, şimdiden biniş yapmış durumda. İsmi ise Moonikin Campos. Ay’ın uçuş güzergâhında ne kadar radyasyona maruz kalınacağını ölçen dedektörlerin yanısıra, yolculuğun ne kadar sarsıntılı geçeceğini test etmek için de ivmeölçerler ve titreşim sensörleri taşıyor. Fırlatıştan önce, kendisine iki sahte insan gövdesi daha katılacak ve bunlar da gelecekteki astronotların radyasyonu azaltmak üzere giyebileceği test yelekleriyle donatılmış olacak. NASA kapsüle ayrıca, mankenlerle beraber Ay’ın etrafında dolaşıp geri gelecek bir Snoopy peluşu ve Koyun Shaun oyuncağı da bindirecek. Bu oyuncaklar, roket uzayda iken uçarak yerçekimsiz ortamı gösterecekler. Fırlatmaya bir hafta kala Takvim kontrolü NASA, 2,6 milyon kilogramlık Artemis 1’i fırlatma rampasına pat diye koyamaz. Başarılı bir fırlatış için birçok unsurun bir araya gelmesi gerekiyor ve roket bunlardan sadece biri. Dünya, Ay ve Güneş’in doğru noktalarda olması gerekiyor ki uzay aracının uçuş manevraları onu uygun yere getirebilsin. Güneş özellikle önemli çünkü Artemis 1, kısmen güneş panellerinden güç kazanıyor. NASA’da plan yapan uzmanlar, bu gereksinimleri karşılayabilecek üç tarih belirlemişler 29 Ağustos, 2 Eylül ve 5 Eylül. Bu tarihlerden biri, muhtemelen fırlatıştan sadece günler önce seçilecek. Roketin atılan kısımlarını toplayan ABD Donanması’nın hazır olması gerekiyor. SpaceX araçlarının da kullandığı rampada başka roketlerin bulunmaması gerekiyor. Ayrıca havanın da işbirliği yapması gerekiyor. “Florida’da fırtına mevsimindeyiz” diyor Lanham. Bu tarihlerden hiçbiri sonuç vermezse, sonraki fırsatlar Eylül’ün sonunda veya Ekim’in başında gelecek. Bunlarda da başarıya ulaşılamazsa, Ekim’in sonlarında bazı günler var. NASA’da çalışanlar o kadar beklenmemesini ümit ediyor. Artemis, güneş enerjisini zayıflatabilecek kısmi bir Güneş tutulmasından kaçınmak zorunda kalabilir. Fırlatıştan sonra Gelecek ve Ay Amerikan Gezegen Derneği için çalışan uzay politikası danışmanı Casey Dreier, “NASA’nın, PowerPoint slaytlarından öteye gidememiş Ay’a dönüş programları var” diyor. Artemis 1 eğer başarılı olursa bu zinciri kıracak. Dreier, bu özel girişim konusunda iyimser olmak için sağlam sebepler bulunduğunu belirtiyor. Artemis programının artan masraflarına rağmen Ay’a geri dönme fikri, ülkenin başkentinde siyasi parti hatlarını ve başkan yönetimlerini aşarak kendisine geniş bir destek buluyor. Desteklerinin karşılığını nihayet aldıklarını görmekten mutlu olacaklarına şüphe yok. Daha sonra ise Artemis 1, başarılı olduğunu varsayarsak çok daha büyük bir listenin sadece ilk görevi olacak. “Zirve noktası bu değil” diyor Lanham. “Bu daha başlangıç.” İlk mürettebatlı Artemis 2 görevinin takvimi halen belli değil fakat mevcut planlara göre 2024 civarında fırlatılması düşünülüyor. Artemis 2, Apollo 8 gibi Ay’ın etrafında uçup Dünya’ya geri dönecek. Bunun sonrasında ise insanlar, 1972’den beri ilk defa Ay’a adım atacak. “Ay’a yapılan inişler, bu noktada neredeyse söylentiye dönüşmüş durumda” diyor Dreier. “İnsanları yeniden Ay’da yürürken görmek için ilk defa gerçek ve geçerli bir şansımız var.” Yazar Rahul Rao/Popular Science. Çeviren Ozan Zaloğlu.
türkiye yeni yıl geri sayım