Butür koğuş ortamında psikopat, cani, katil, v.s gibi sesini gür çıkaran insanların gölgesinde ve onlara katlanmaya mahkum olmuş, mahkumlar vardı. Bu tür insanlar, iki kere mahkum oluyordu. Belki bu onlar açısından bir iç hesaplaşma, geçmişteki hatayı analiz etme ve tövbeye doğru adım atamaya bir vasıta olabiliyordu.
Fakatöncelikle, bu metnin içerdiği prensibi, insana uygulandığı şekliyle tam olarak bilmemiz gerekmektedir." "Şimdiye kadar hiç yayımlanmamış ve muhtemelen hiç yayımlanmayacak olan bir vecizeler kitabı vardır. Daha önce bu kitaptan, bilginin anlamı meselesi ile ilgili olarak söz etmiş ve bir vecizeyi aktarmıştım."
Merhaba Bundan iki sene önce aynı başlıkla ilk blogumu yazmaya başlamış, bir süre bu blogda girişimcilik, sosyal medya, dijital pazarlama konularında yazmaya devam etmiştim.
Hayattakalmak için avcılık ve toplayıcılık yapıyorsunuz. Haliyle hayatta kalmak için vücudunuzun çok kaslı ve güçlü olması gerekiyor. Kabilede bir tane de size göre güçsüz ama zeki bir insan olduğunu düşünelim. O da bir gün tekerleği icat ediyor ve kabiledeki liderliğiniz tehlikeye giriyor.
Herşeyden önce bu bilgileri kullanarak kendi öğrenme stratejilerimizi geliştiririz. • "Öğrenen, öğrenme sürecinde kafasında olup bitenlerin farkında olursa, öğrenme daha iyi oluşmaktadır, işte bu 'düşünmeyi düşünme' ya da öğrenmeyi zihinde kontrol etme sürecine bilişsel farkındalık (meta cognition) denilmektedir."
Vay Tiền Nhanh. quoteOrijinalden alıntı SpecialistOG quoteOrijinalden alıntı Silent Guardian quoteOrijinalden alıntı SpecialistOG Ya allah aşkına sizene arkadaşlar her şeye burnunuzu sokmayı ne kadar çok seviyorsunuz, hayır giymiş giymemiş size ne oluyor da atlayıp duruyorsunuz. Ne isterlerse onu giyerler boş boş konu açmayı ne çok seviyorsunuz "Konu tartışma amaçlı açılmıştır arkadaşlar, yorumunuzu esirgemezseniz sevinirim." Yazdığım halde, konuyu tam okumadan "Atlayan","Burnunu sokan", "boş konulara yorum yazan" ve sokak ağzını burda temsil eden insanlara ne diyeceksin sayın SpecialistOG? Nasıl konuştuğumu gayet iyi biliyorum, hayır giymiş giymemiş nedir onu anlamıyorum... İsmi hoşuna gidiyodur, kalitesi hoşuna gidiyodur, rengi hoşuna gidiyodur, marka takıntısı vardır bot olarak onu istiyodur, bla bla bla.... Yani sorgulamak nedir onu anlayamadım, bana gelince ben bot giymeyi sevmiyorum ve giymem karlı iklimlerde değilim genelde ama ben toplumdaki kişilerin ufak nedenleri neden kurcaladığını bilmek istiyorum sonuçta oda bir bot amacı ise karlı havalarda seni rahatlatmak ufak bir neden, yani neden bu kadar kurcalanıyor sayın arkadaşım. Başlığı okuyup mesaj yazıyorsun. Arkadaş kimseye hakaret etmemiş bişey etmemiş ,tartışma amaçlı açılmış bir konu sen adam alaf yapıyorsun sana ne diye. Sana ne o neyse ne
İnsanlar, yazı icat edilmeden önce nasıl haberleşiyorlardı? Anlatınız Yazının bulunması bundan beş bin yıl önceye kadar dayanmaktadır. Sümerlilerin yazıyı bulmasıyla tarihin başladığı kabul edilir. Bundan önce rivayete dayanılarak hareket edilir. Asurlar, yazının Anadolu’ya taşınmasında etkili olmuştur. Anadolu medeniyetler beşiği olarak bilinmektedir. Yazının bulunmasından önce insanlar sesli olarak haberleşirdi. Hayvan sesleri, ıslık sesleri, ağaç sesler, ateşle haberleşme, dumanla haberleşme, mumla haberleşme, vurarak haberleşme sesli eylemler olarak iletişimin kurulmasında etkili olmuştur. İletişim araçları yapmak için ağaçlar, deriler kullanılmıştır. Özellikle ateşin bulunmasıyla haberleşme daha da kolaylaşmış ve sonunda yazı bulunarak simgeler halinde daha sonra seslerin sembolleştirilmesi ve harf sistemiyle yazılı iletişime geçilmiştir.
Haberler > Evli İnsanların Bir Dokun Bin Ah İşit Sorunlarını Duyunca İmzayı Basmadan Önce İki Kere Düşüneceksiniz - 1254 Evlenmek dışardan göründüğü gibi değilmiş anlaşılan. Bekar kalmaya devam 👍 Evlilik kararı almak kimisi için zor, kimisi içinse sıradan. Gidiş yolu ne olursa olsun herkesin ortak beklentisi elbette mutlu olmak. Peki gerçekten öyle mi oluyor? Sonsuz saadet var mı? Twitter'daki Tanrı Şiva isimli kullanıcı geçtiğimiz gün şöyle bir soru sordu. 1. Gelen cevapların hepsi dikkate değer. Anlaşılan o ki herkesin bir derdi var, durur içerisinde... 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19.
28 Ocak 2008 0013 KaMgA Kapalı ben b ihtimalle tam fonksiyonlu mutfak robotu yapardım...yemek yapıp masa kuracak bide bulaşık yıkayacak o kadar 28 Ocak 2008 0015 Aurora Kapalı sürer sürmez kuruyan oce. 28 Ocak 2008 0459 aliberan Memur ışınlamayı ıcat etsin artık biri ya... 28 Ocak 2008 2240 hicran-ı aşk Daire Başkanı camlarını yagmurlu havada kendılıgınden kurulayan gözlukbıktım artık yaa yagmurda yüürmeyı cok sevıyorum ama gözlukle olmuyorrrrrr 28 Ocak 2008 2249 billythekid Kapalı bakkaldan ekmek alıp gelen robot çocuk yapardım omo reklamlarındaki gibi ama ıslandıkça koşturmayan cinsten 28 Ocak 2008 2256 eNyAKıŞıKLıÖğReTMeN Aday Memur ehehe ben geldimm. 28 Ocak 2008 2331 KaMgA Kapalı iyilik/kötülük tartısına ihityaç var ama ben yapamam bu ikisi arasında tarafsız olamam çünkü... 28 Ocak 2008 2340 güzelcapon Kapalı şööyyle bi görünmes olsam,istediğim yere girip çıksam,bi dinlesem ne konuşuluyo,bi baksam neler yapılıyo..olmas mı 29 Ocak 2008 0038 tiribilans Kapalı deneme yanılma makinası!insanları o makinanın içerisine koyup idolleri ile halihazırdakileri karşılaştırmalarını sağlardım. ama işte o zaman da bu dünyanın kıymeti kalmazdı!! 31 Ocak 2008 0902 hicran-ı aşk Daire Başkanı ... 31 Ocak 2008 0912 AnKaRa CaDıSı Şube Müdürü aldatmayan,unutmayan,bırakıp gitmeyen sadık erkek.... 31 Ocak 2008 0923 Öz&GÜN Aday Memur Ankara Cadısına; -Senin bu dediğini icat etse etse, ancak bir kadın bilim adamı icat ederdi heralde! 31 Ocak 2008 0937 AnKaRa CaDıSı Şube Müdürü e bende kadın bilim adamı olcaktım saten .... ne dediğini pek anlamadım ama sen anladıysan biras daha detay yaz şimdi çıkıyorum okurum ama sora.. 31 Ocak 2008 0943 dmns Şef merhametli erkek 31 Ocak 2008 0957 hulyaeyup Aday Memur zaman makinası bide bir yerden bir yere ışınlanarak hemen gidebilmeyi 31 Ocak 2008 0958 Öz&GÜN Aday Memur Eğer kadınlar olmasaydı, hiç bir erkeğin aklına "dudak ruju" icat etmek gelmezdi...Şimdi daha önce yazdıklarımla, bu küçük örneğimi eşleştirirseniz anlayacağınızı umarım.. Yine bişi anlamadım diyorsanız ne diyeyim "Bırakın dağınık kalsın!".. Boşver..Ayrıca o kıymetli zamanınızı "aldatmayan,unutmayan,bırakıp gitmeyen sadık erkek..." icat etmek için harcamayın.. Çünkü ondan zaten var! Saygılar.. 31 Ocak 2008 1317 hicran-ı aşk Daire Başkanı 31 Ocak 2008 1320 AnKaRa CaDıSı Şube Müdürü ÖZ&GÜN bana nie denk gelmiyoo onlardan varsa?? 31 Ocak 2008 1340 pencs Kapalı ışınlanmayı icat ederdim... zaman kaybı olmadan sevdiklerimi ve merak ettiğim yerleri görüp gelmek isterdim... 03 Şubat 2008 1116 hicran-ı aşk Daire Başkanı gncel Toplam 40 mesaj
Haberler > İslam Dünyası Tarafından İnsanlara Armağan Edilen 15 İcat ve Keşif - 1542 - 2003 1. Karanlık Oda ve Gözün Özellikleri Dünyada ilk kez ışığın göz içine girerek kırılması sonucunda dünyayı gördüğünü keşfeden 10. yüzyılda yaşamış bir Müslüman alim olan İbn Heysem'di. Karanlık odayı ve ışık oyunlarıyla görüntü elde etmeyi ilk olarak İbn Heysem delikten gelen güneş ışığının, dışarıdaki görüntüyü karşı duvara ters biçimde yansıttığını keşfeden matematikçi İbn Heysem’in mucidi olduğu camera obscura’ karanlık oda, bugünkü kameraların atası ünlü kitabında gözün yapısı, yanılsama, serap olayı, perspektif, ışığın kırılması ve fotoğraf makinesinin atası olan 'karanlık oda'dan söz etmekte ve böyle bir delikli kamera ile ters görüntü elde edileceğini belirtmektedir. 2. Satranç 2000'li yıllarda satrancın oynandığına dair bulgular Mısır'daki piramitlerin kabartmalarında açıkça görülebiliyor. Satranç, 6. yüzyılda Hindistan'da ortaya çıktı. Fakat satrancın bugün oynanan formu ilk kez İran'da geliştirildi ve 10. yüzyıla gelindiğinde tüm Asya'ya, Ortadoğu'da bilinen satranç Avrupa'ya Emeviler aracılığıyla ilk defa İspanyollara tanıtıldı. 3. Uçmak Tarihî kaynaklar Endülüslü Abbas Kasım İbn Firnas'ın da uzun çalışmalar sonunda yeni bir keşifte bulunup bir cihaz yaptığını, üzerine kumaş geçirip kanat yerine büyük kuş kanatları taktığını ve bu âleti çalıştırarak havalanıp uçtuğunu kaydeder. Üstelik havada uzun süre kuşlar gibi süzüldüğünü, daha sonra da yavaşça yere indiğini söyler. İbn-i Firnas'ın bu başarısı Batı'da uçak yapıp uçmayı başaran Wright Kardeşler'den 1023 yıl öncesine rastlamaktadır. 4. Sabun Haçlı Seferlerindeki Hıristiyan askerleri gören Müslümanları dehşete düşüren şey onların saldırganlığı değil Avrupalıların çok nadir banyo yapmaları ve vücutlarının çok kötü kokmasıydı. Eski Mısır'da da sabun vardı ancak Araplar bitki yağlarını karıştırarak modern anlamdaki sabunu oluşturdu. Şampuan da bir Arap icadıdır. Şampuan ilk kez İngiltere'ye 1759'da gelmiştir. 5. Sıvılaşma, Rafine ve Kristalize Yöntemleri Sıvıları dağişik kaynama noktalarına göre birbirinden ayırma da ilk kez Müslüman bilim insanı Jabir ibni Hayyan tarafından bulundu. Nitrik asit, Hidrojen klorür ve Sülfürik asit'in rafine ve kristalize yöntemlerini bulduğu Kral Suyu'nu icat ettiği ve Sitrik asit, Asetik asit, Tartarik asiti keşfettiği düşünülmektedir. 'İmbik' geliştirmiş ve kendisinin ortaya attığı 'Baz' kavramıyla Kimya'nın gelişmesine katkıda bulunmuştur. Eserlerinden 12. yüzyılında Latince'ye çevrilmiş olan Kitab al-Kimya adlı eseri, Simya ve Kimya kelimelerinin kökeni olmuştur. 6. Mil Sistemi Düz hareketi döner harekete çeviren mil sistemi de ilk kez bir İslam bilgili olan El Ciziri tarafından geliştirilmiş ve içten ateşli motorun icadına kadar tüm dünyadaki mekanik cihazların temel presibini oluşturmuştu. Sibernetiğin ilk adımlarını attığı ve ilk robotu yapıp çalıştırdığı kabul edilen Ebû’l İz El Cezeri'nin Leonardo da Vinci´ye ilham kaynağı olduğu düşünülür. 7. Kahve Kahve ağacının ilk bulunduğu yer olan Habeşistan'ın Kaffa yöresinin Arapça karşılığı 'qahwah ' dır. Araplar bugün bilinen kahveyi henüz tanımıyorken kelime keyif veren içki, şarap anlamında kullanmaktaydı. Bugünkü anlamını 14. yüzyılda kazanmaya başlamıştır. Bu Türkçe'de 'kahve'ye dönüşmüş, buradan da Avrupa'da café, caffe, koffie, coffee, koffie, Kaffee şekline gelmiştir. İngiltere'ye kahveyi götüren ilk kişi ise yine İngiltere'nin Lombard Caddesi'nde 1652'de ilk defa kahvehane açan Pasqua Rosée tahmini çeviri Paşa Rıza isimli bir Türk. 8. Kubbe ve Kemer Kubbe ve kemer şeklindeki yapılar İslam mimarisinin ürünüdür. Avrupa'nın bir çok yerinde bulunan gotik katedrallerin kemerleri tamamıyla İslam mimarisinden esinlenilerek yapılmıştır. Özellikle kubbe mimarisi konusundaki teknikler Avrupa'ya İslam bilginleri aracılığıyla taşınmıştır. Ayrıca İngiltere Kralı V Henry'nin sarayının mimarı da bir Müslümandı. 9. Cerrahi Aletler Dünyada bugün kullanılan cerrahi aletlerin tümünün nihai dizaynları Endülüs Emevilerinden El Zehravi'ye aittir. Neşter, kemik testereleri, göz ameliyatı makaslarının da aralarında bulunduğu 200 cerrahi alet modern tıpta da hala kullanılır. Hayvan bağırsaklarından yaptığı iplikle attığı dikişlerin kendi kendine kaybolduğunu da Zehravi keşfetmiş ve yine hayvan bağırsaklarından ilk kapsülü yapmıştır. 10. Yel Değirmeni Yel değirmenlerinin ilk olarak nerede kullanıldıklarına dair kaynaklarda çeşitli açıklamalar bulunsa da, yazılı belgelerde ilk yel değirmenlerine, 644 yılında İran-Afganistan sınırındaki Seistan’da rastlanılır. Bu tarihten sonra Çin’de pirinç tarlalarının sulanmasında yel değirmenlerinden faydalanıldığı bilinmektedir. Yaygın görüşe göre; yel değirmenleri Avrupa’ya Haçlı Seferleri sonrasında, 12. yüzyılda Çağ Avrupa’sında, su veya rüzgar gücü dişli çarklarla iş gücüne dönüştürülür,bu da bilinen tahıl öğütme işinin yanı sıra bitkisel yağ üretimi, kumaş çırpma, deri işleme ve kağıt çırpma gibi işlerde kullanılır. Yani, Endüstri Devrimi’nden önce, Avrupa’nın ilk fabrikaları su değirmenleridir. 11. Aşı Bilinenin aksine ilk aşı da İslam dünyasında geliştirildi. Çiçek aşısının Avrupa'da kullanılmasından 50 yıl önce Osmanlı'daki çocuklar Çiçek hastalığına karşı aşılanıyordu. Buna tanık olan dönemin İngiltere elçisinin karısı Lady Montagu, aynı yöntemin ülkesinde de uygulanması için kampanya yürüttü, ancak hem kiliseden hem de bilim adamlarından tepki gördü. 12. Algoritma ve Trigonometri Algoritma sözcüğü, Özbekistan'ın Harezm, bugünkü Türkmenistan'ın Khiva kentinde doğmuş olan Ebu Abdullah Muhammed İbn Musa el Harezmi'den kaynaklanır. Bu alim 9. yüzyılda cebir alanındaki algoritmik çalışmalarını kitaba dökerek matematiğe çok büyük bir katkı sözcüğü de Harezmi'nin 'El’Kitab’ül-Muhtasar fi Hısab’il Cebri ve’l-Mukabele” Cebir ve Denklem Hesabı Üzerine Özet Kitap adlı eserinden gelmektedir. Bu eser aynı zamanda doğu ve batının ilk müstakil cebir kitabı olma özelliğini taşımaktadır. 13. Güneş Yılı Hesaplaması Battani'nin astronomideki en çok bilinen başarılarından biri güneş yılını 365 gün, 5 saat, 46 dakika ve 24 saniye olarak ölçmüş Zij adı verilen çalışması Johannes Kepler, Tycho Brahe gibi Avrupalı astronomlar üzerinde büyük bir etki yaratmıştır. Nicolaus Copernicus, Zij üç defa Latince'ye çevrilmesine rağmen, Ondan yaklaşık 700 yıl önce yaşamış Battani ne yazdıysa, eserlerinde tekrar dünya, Battani'ye bilim dünyasına katkılarından dolayı hürmetini, saygısını göstermiş ve Ay'daki bir bölgeye Albategnius olarak ismini Battani, matematikte trigonometride günümüzde hala kullanılan formüller üretmiştir. 14. Dünya'nın Döndüğü ve Trigonometri Dünya'nın döndüğünü ilk bulan Ümit Burnu, Amerika ve Japonya'nın varlığından bahseden ilk bilim adamı Birûni'dir. Birûni Amerika kıtasının varlığını Kristof Colomb’un keşfinden 500 sene önce bildirmiştir. Matematik, Jeoloji, Coğrafya, Tıp, Felsefe, Fizik, Astronomi gibi dallarda eserler yazmıştır. Birûni’nin trigonometriyi kullanarak bir dağın yüksekliğini ölçtüğü, sonra da yükseltisini bildiği bu noktadan ufuk alçalması açısının ölçülmesi yoluyla meridyen yayı uzunluğunu hesaplaması da geometri açısından önemli bir çalışmasıdır. Meridyen yayı uzunluğunun ilk kez Bîrûnî tarafından bu yöntemle bulunması yaygın bir kanıdır. 15. Gelgit Ebu Ma'şer, Lâtince'ye tercüme edilmiş eserlerinin arasında en meşhur olan 'Kitab'ül Medhal ile tlm-i Ahkâm ün Nücum' adlı kitabında, bunu bir astronomi temellere dayalı birçok astrolojik teorileri ortaya atar. Ebu Ma'şer'in, ilim dünyası tarafından tanınmasını sağlayan en önemli çalışması, dünyamızda her 12 saat 25 dakikada bir meydana gelen, her gün bir önceki günden 50 dakika daha geç tekrarlanan, Ay'ın Dünya'nın çevresinde dönmesi nedeni ile oluşan, deniz sularının kabarıp çekilmesi gel-git konusunda yaptığı astronomik temellere dayalı astrolojik açıklamalardır. İlim tarihi araştırmacılarından olan Prof. Dr. Philip Ebu Ma'şer için, 'gel-git olayının prensip ve kanunlarını Avrupa'ya öğreten, bu konudaki teoriyi ilk defa ortaya atan kişi' diye yazar.
insanlar parayı icat etmeden önce bu yöntemle alışveriş yapardı