Youcan say ‘I’m in the supermarket’ or ‘I’m at the supermarket’; both are correct and commonly used. There might be a small difference. If you want to emphasise that you’re inside a building, then use ‘in’. If you’re outdoors, then use ‘at’. ‘At’ can mean ‘next to’. Let’s see a couple of examples: At on and in (place) - English Grammar Today - yazılı ve sözlü İngilizce dilbilgisi ve kullanımına dair bir referans - Cambridge Dictionary Ali Başar. 19 Ara 2021. At in on edatlarının (preposition) kullanımı çokça karıştırılmaktadır Edatlar diğer bir tabirle ilgeçler (prepositions) yer ve zaman bildirmek için kullanılır. Türkçede -de, -da ile belirttiğimiz bulunma ekinin İngilizcedeki karşılığı bazen “in” bazen “at” bazen de “on” olmaktadır İngilizcede edatlar (prepositions) en çok kullanılan kelimelerdendir. İngilizce edatlar, yer edatları ve zaman edatları olarak kullanılırlar. Ayrıca İngilizce'de pek çok kelime hem edat hem de zarf olarak kullanılır. Bunlara da prepositional adverbs, (edat zarflar veya zarf edatları) adı verilmektedir. Theprepositions above, across and through are also occasionally emphasized in this way. For example: The research papers were difficult to wade through. d. Expressions in which the verb has an object In the case of some phrasal verbs consisting of a verb followed by a preposition, the verb and the preposition may each have an object. Vay Tiền Nhanh. Prepositions Konu Anlatımı İngilizce Edatlar “İn”, “On”, “At Konu Anlatımı 2021/22 eğitim yılı konularına uygun olarak hazırladığımız İngilizce Prepositions English Prepositions konusuna geçmeden önce önemli bir detayı paylaşmak istedik. Bu konuyu edatlar başlığı altında anlatacağız ancak edatların aynı zamanda sıfat ve zarf olabileceklerini de unutmayalım Adverbs-Adjectives Prepositions. Örneğin “İn”, “On”, “At” gibi edatlardan bazıları cümledeki kullanışlarına göre isim, sıfat ya da zarf görevi üstlenebilirler. İngilizcede prepositions edatlar çok sık kullanılmakta ve doğal olarak da özellikle yeni başlayanlar bu konuda hata yapabilmekte. Bu hataların önüne geçebilmek için prepositions exercises Prepositions konu anlatımının hemen altında sizler için testler yayınlayacağız. Test çözerek zamanla konuları pekiştirdiğinizi göreceksiniz. İngilizce Ders Kitabımızda yani sitemizde ,English Prepositions List In/On/At Edat listesine çalışabilirsiniz. Ayrıca Öğrencilerden gelen, yds preposition soruları nasıl çözülür, yds preposition teknikleri, yds preposition kullanımı, anlatımı, anlamları, alan kelimeler,fiiller, prepositions ne demek, nasıl çalışır, bulma, bilgisi,cümleleri, kalıpları listesi ve anlamları, prepositions örnekleri, nasıl öğrenilir, soru çözümü, soruları nasıl çözülür gibi pek çok soruya da sayfamızda cevap vermeye çalışacağız. Çoğu öğrenci In/On/At olarak biliyor olsa da dilimizdeki karşılığı edattır. Cümlede, isim, zamir ve diğer sözcükler arasında nasıl yer, zaman, konum,hareket bir ilişki olduğunu gösteren sözcüklerdir. En çok kullanılanlar in, on, at’dir. In, on, at kullanımının yanında mutlaka diğer edatları da biliyor olmamız gerekiyor. Prepositions of Time Zaman Edatları time prepositions yanlış kullanım Prepositions of Time Örnekler Prepositions of time İngilizce zaman edatları öğrencilerin sınavlarda sıklıkla hata yaptıkları bir konu. O yüzden üzerinde durmanızı tavsiye ediyoruz. İngilizcede At Kullanımı/Örnek Cümleler “de-da” anlamına bir zamanı, adresi işaret eder. Konuya Diğer Sayfadan Devam Et At 9 o’clock Saat 9’da At the end of July Temmuz’da İngilizcede at, in, on, for, with, by gibi sözcüklere edat denir. Edatları öğrenmek ve gereği gibi kullanmak biraz zaman alabilir. Çünkü her edatın birçok kullanımı vardır. Edatları Türkçeleştirerek ezberlemek yanlış bir yoldur. Mesela, Bana bak’, Bana gel’ ve Bana yardım et’ ifadelerinin hepsinde bana’ dendiği halde hepsinin İngilizce karşılıkları farklıdır Bana bak. = Look at me. Bana gel. = Come to me. Bana yardım et. = Help me. Look fiili at ile, come fiili to ile kullanıldığı hâlde help fiili hiçbir edat almaz. Edatları iyi öğrenmek için izlenmesi gereken en iyi yol, 1. Edatların tek başlarına nerelerde kullanıldığını öğrenmek, 2. Fiillerin, adların ve sıfatların birlikte kullanılması gereken edatları ezberlemek, 3. Özellikle edat almayan fiillerin kullanımını öğrenmektir. Şimdi bu maddelerin ne anlama geldiğini açıklayalım Edatların tek başlarına kullanımlarıyla, bir sözcükle birlikte kullanımları farklı olabilir. Örneğin, for tek başına için’ anlamında iken, wait for –i beklemek’ anlamındadır These flowers are for you. Bu çiçekler senin için. We waited for you in front of the cinema. Seni sinemanın önünde bekledik. = senin için … bekledik değil. Çoğu fiil, sıfat ve ad, belli edatlarla kullanılmaktadır. Bu sözcükleri ezberlerken sadece sözcüğün kendisini değil, birlikte kullanıldığı edadı da ezberlemek gerekir look at, speak to, talk to, belong to, wait for, arrive at/in, apologize to, bad at, depend on, interested in, listen to, reason for. Mesela, speak/talk fiilini ezberlerken to edadını, reason ismini ezberlerken for edadını, interested sıfatını ezberlerken in edadını da unutmamak gerekir Can I speak to the manager, please? Müdürle konuşabilir miyim lütfen? Nobody knows the reason for the accident. Kazanın nedenini kimse bilmiyor. A lot of people are interested in football in Turkey. Türkiye’de birçok kişi futbolla ilgileniyor. Türkçe düşünüldüğünde alıyormuş gibi gelse de, İngilizcede edat almadan kullanılan fiilleri ayrıca ezberlemekte yarar vardır. Örneğin, ask, answer, help, show, enter, marry, meet, resemble, approach gibi fiiller edat almadan kullanılırlar He asked me a few questions. Bana birkaç soru sordu. He asked to me … denmez My father helped me with my homework. Babam bana ev ödevimde yardım etti. … helped to me … denmez They showed me the letter. Bana mektubu gösterdiler. They showed to me … denmez Edatlarla ilgili bir başka önemli nokta da, bazılarının Türkçe karşılıklarının aynı olmasıdır. Örneğin, at, on ve in edatları çoğu zaman –de, -da’ anlamındadır in the garden = bahçede on the table = masada at the door = kapıda Bunları ayırmanın yolu, hangisinin nerelerde kullanıldığını bilmektir. Şimdi İngilizcede en çok kullanılan bu üç edatın in, at, on kullanımını ayrıntılı olarak inceleyelim IN a Bina, oda, araç, kap, kutu, cep gibi sözcüklerde içinde’ ya da -de, -da’ anlamında He is in his office now. Şu anda bürosunda. My mother is in the garden. Annem bahçede. My brother kept his toys in a little box. Erkek kardeşim oyuncaklarını küçük bir kutuda saklardı. The children were playing in the street. Çocuklar sokakta oynuyorlardı. I suddenly saw a man standing in the corner of the room. Birden odanın köşesinde duran bir adam gördüm. b Kentler, ülkeler, kasabalar, köyler ve coğrafi bölgelerde I’ve been teaching at a university in France. Fransa’da bir üniversitede öğretmenlik yapıyorum. The islands were in the Pacific Ocean. Adalar Pasifik Okyanusu’ndaydı. We had a holiday in the mountains. Tatilimizi dağlarda geçirdik. There was not a cloud in the sky. Gökyüzünde bulut yoktu. c Aylar, yıllar vb. zaman birimlerinde I saw him in July. Onu temmuzda gördüm. He was born in 1955. 1955’te doğdu. We swim in the summer. Yazın yüzeriz. Can you finish the work in an hour? İşi bir saatte bitirebilir misin? The man is in his thirties. Adam otuzlarında. d Dillerde They were speaking in English. İngilizce konuşuyorlardı. e Yalnızca cadde adı verilen adreslerde Tom found a job in Oxford Street. Tom, Oxford Caddesi’nde bir iş buldu. Ancak Amerikan İngilizcesinde on kullanılır He lived on Penn Street. Pen Caddesi’nde oturdu. f Türkçede her ne kadar -e, -a’ anlamında olsa da bir şeyin içine doğru yapılan yönelimlerde He dipped his pen in the ink. Kalemini mürekkebe batırdı. He put his hands in his pockets. Ellerini cebine soktu. g Giysilerde She was dressed in white. Beyaz giymişti. They were dressed in the height of fashion. Son moda giyinmişlerdi. He is in brown shoes. Kahverengi ayakkabı giymiş. h Hava koşulları ve çevreyle ilgili cümlelerde Yesterday we went out in the rain. Dün yağmurda dışarı çıktık. The children were sitting in the sun. Çocuklar güneşin altında oturuyorlardı. It was so hot that we slept in the open. O kadar sıcaktı ki açık havada uyuduk. The tourists lost their way in the dark. Turistler karanlıkta yollarını kaybettiler. The newly married couple went for a walk in the moonlight. Yeni evli çift mehtapta yürüyüşe çıktı. i Biçim, düzen, dizi, grup vb. belirten durumlarda The books were packed in bundles of ten. Kitaplar onar onar paketlenmişti. The workers were standing about in groups. İşçiler gruplar hâlinde duruyorlardı. The words in a dictionary are in alphabetical order. Sözlükteki sözcükler alfabetik sıradadır. j Meslek, iş, aktivite belirtirken He is in the army. Askerde. My father has been in insurance business for years. Babam yıllardır sigortacılık yapıyor. He is in politics. Politika ile uğraşıyor. k Çeşitli durum ya da koşulları belirtirken The patient was in poor health. Hastanın sağlığı kötüydü. He gave up the attempt in despair. Umutsuzluk içinde girişimden vazgeçti. The building is in ruins. Bina harap durumda. I am not in the mood for work today. Bugün hiç çalışasım yok. AT a Küçük yerlerde, halka açık yerlerde He lives at Kadıköy. Kadıköy’de oturuyor. I waited at the bus stop for half an hour. Yarım saat otobüs durağında bekledim. The businessman has to be at the station by four o’clock. İş adamının saat dörde kadar istasyonda olması lazım. They landed at a small airport. Küçük bir havalimanına indiler. My son is at Training College. Oğlum eğitim fakültesinde. He is at school/work now. Şu anda okulda/işte. I stayed at home instead of going to the cinema. Sinemaya gideceğime evde oturdum. b Saatlerde –de, -da anlamında They arrived at 10 o’clock. Saat onda geldiler. c Yaş belirtirken In theory, women can have children at the age of 50. Teorik olarak kadınlar 50 yaşında çocuk sahibi olabilirler. d Fiyatlarda They are on sale at 3 dollars a dozen. Düzinesi 3 dolara satılıyor. I sold my ring at a loss. Yüzüğümü yok pahasına sattım. e Ev numarası belli olan adreslerde He lives at 8, Weston Road. Weston Yolu 8 numarada oturuyor. f Başkasının evinden söz ederken I’ll see you at Fred’s house. Fred’lerde görüşürüz. I was at my uncle’s last week. Geçen hafta amcamdaydım. g Bottom, end, top, back gibi sözcüklerle çeşitli anlamlarda Notes are sometimes printed at the bottom of the page. Kimi zaman notlar sayfanın alt kısmına basılır. His house is at the end of the street. Evi, caddenin sonunda. The castle was at the top of the mountain. Kale, dağın tepesindeydi. There is a garden at the back of the house. Evin arkasında bir bahçe var. Aşağıdaki karşılaştırmada at ile in edatlarının kullanım farkını daha iyi anlamaya çalışalım There is a good film at the cinema. Sinemada iyi bir film var. It was very cold in the cinema. Sinemanın içi çok soğuktu. Birinci örnekteki at, sinemayı filmin oynadığı halka açık bir yer olarak vurgularken ikinci cümledeki in, sinemayı içinde oturulan bir yapı olarak vurgulamaktadır. ON a Üzerinde, -de, -da, -ye, -ya’ anlamlarında ya da bir şeye değme durumlarında The pen is on the table. Kalem masanın üzerinde. We could hang this picture on the wall. Bu resmi duvara asabiliriz. There is a light on the ceiling. Tavanda lamba var. I sat down on the sofa. Kanepeye oturdum. b Özellikle Amerikan İngilizcesinde numara belirtilmeyen adreslerde We live on McKinley Street. McKinley Caddesi’nde oturuyoruz. c Bir şeyin bir yere yazıldığını, basıldığını, çizildiğini vb. anlatır Who drew that silly picture on the board? Şu aptal resmi tahtaya kim çizdi? His initials were engraved on the back of his watch. Adının baş harfleri saatinin arkasına yazılmıştı. What’s on the menu? Mönüde ne var? d Kayıt yapılma, üstüne kaydedilme durumlarında Is this recording available on cassette?’ No, I’m afraid you can only buy it on CD.’ Bu plağın kasedi var mı?’ Hayır ne yazık ki yalnızca CD’sini alabilirsiniz.’ What’s on television tonight? Bu akşam televizyonda ne var? I wish there was more jazz on the radio. Keşke radyoda daha çok caz olsa. e … ile ilgili, … hakkında, … üzerine’ anlamlarında I watched a documentary on volcanoes last week. Geçen hafta yanardağlar üzerine bir belgesel izledim. The Prime Minister has refused to comment on the allegations. Başbakan, iddialarla ilgili yorum yapmaktan kaçındı. f Bir şey için yapılan ödemelerle ilgili kullanılır I’ve wasted a lot of money on this car. Bu arabaya çok para döktüm. How much interest are you paying on the loan? Borç için ne kadar faiz ödüyorsun? g Bitişiğinde, yakınında, boyunca, üzerinde’ anlamlarında Cambridge is on the River Cam. Cambridge, Cam Nehri üzerindedir. Our new house is on the river. Yeni evimiz nehir kıyısında. Strasbourg is on the border of France and Germany. Strasbourg, Fransa ile Almanya sınırındadır. h Günlerde, tarihlerde ve çeşitli zaman birimlerinde Many shops don’t open on Sundays. Birçok mağaza pazarları açmaz. My birthday is on the 20th of April. Doğumgünüm 20 Nisanda. She was dead on arrival at the hospital. Hastaneye vardığında ölmüştü. i Kimi ulaşım araçlarıyla kullanılır I love travelling on buses. Otobüsle seyahat etmeye bayılırım. We went to İzmir on the ferry. İzmir’e feribotla gittik. j Yiyecek, yakıt, ilaç gibi şeyleri belirtirken This radio runs on batteries. Bu radyo pille çalışır. My doctor’s put me on antibiotics to reduce the swelling in my knee. Dizimdeki şişliği indirmek için doktorum beni antibiyotik tedavisine başlattı. What do mice live on? Fareler ne ile beslenir? k Mali destek ya da gelirle ilgili konuşurken He retired on a generous pension from the company. Şirketten iyi bir maaşla emekli oldu. People on average salaries will be hit hardest by the tax increases. Vasat maaş alan insanlar, vergi artışlarından dolayı çok mağdur olacaklar. l Bir grup ya da organizasyona üye olma durumunu anlatır Have you ever served on a jury? Bir jüride hiç görev aldın mı? There are five women on the committee. Komisyonda beş kadın var. m Tekrarlamalarda kullanılır The government suffered defeat on defeat in the local elections. Hükûmet, yerel seçimlerde yenilgi üstüne yenilgi aldı. Wave on wave of refugees has crossed the border. Mülteciler sınırı dalga dalga geçtiler. n Bir kimsenin üstünde taşıdığı bir şeyi anlatırken Have you got a spare cigarette on you? Üstünde fazla sigara var mı? I thought I had my driving licence on me, but I must have left it at home. Ehliyetimi üstümde sanıyordum ama evde bıraktım herhalde. o Bir şeyin parasını bir kimsenin ödediğini anlatırken This meal is on me. Bu yemek benden./Bu yemeği ben ısmarlıyorum. Ulaşım araçlarıyla kullanılan edatlar a Ulaşım araçlarıyla ile’ anlamında by kullanılır ve by edadından sonra araya başka sözcük gelmez They travelled across Europe by train/car. Trenle/arabayla Avrupa’yı gezdiler. He doesn’t like travelling by plane. Uçakla seyahat etmeyi sevmiyor. I go to work by bicycle. İşe bisikletle gidiyorum. Ancak yürüyerek, yaya olarak’ anlamında on foot kullanılır Thomas decided to go on foot. Thomas yürüyerek gitmeye karar verdi. b Eğer ulaşım araçlarıyla birlikte belirleyici bir sözcük de my, his, their, a, the … kullanılıyorsa, o zaman by yerine başka edatlar in, on … kullanılır I followed them in my car. Arabamla onları izledim.= … by my car denmez Why don’t you come on the train with us to Ankara? Niye bizimle Ankara’ya trenle gelmiyorsun? c Ulaşım araçlarında neden kimi zaman on kimi zamansa in kullanıldığını örnekle açıklayalım He was on the plane from İstanbul. İstanbul’dan gelen uçaktaydı. The passengers in the plane were beginning to panic. Uçaktaki yolcular panik olmaya başlıyorlardı. Birinci cümlede uçak’ bir ulaşım aracı olarak düşünülmekte, ikinci cümlede ise yolcuların fiziksel olarak bulundukları yer kastedilmektedir. 1 Merhabalar, prepositions of place çatısı altindaki in, on ve at her kişi tarafından farklı anlatılıyor ve farklı yorumlanıyor. Bazıları bazı şeyleri anlatıyor ama farklı şekilde bazıları ise diğer kalan şeyleri anlatıyor ama farklı şekilde. Bu 3 yapıyı tam anlamıyla ayırt edip nerelerde kullanıldığını nasıl ayırt edebiliriz? 3 Bunlar bana yetersiz geldi ama 2 saatlik bir kaynak araştırması sonucunda az buz toparladım gibi. - Eğer bu konular hakkında kafasında soru işareti olanlar varsa bu kaynkalara bakabilir ve elde ettikleri bilgileri birleştirebilir Son düzenleyen Moderatör 4 Ağustos 2020 ÖNCEKİ KONU İngilizce Kelimelerin Önüne In, On, At Yazma Alıştırması SONRAKİ KONU İngilizce In, On, At Prepositions ile Boşluk Doldurma Alıştırması PREPOSITIONS in, on, atZAMAN ZARFLARIYLA KULLANIMITürkçe’de –de, -da anlamına gelen in, on ve at edatları zaman zarfları ile aşağıdaki gibi kullanılır. inGünün üç bölümü için kullanılır. in the morning, in the afternoon, in the evening.Aylar ile birlikte kullanılır. in January, in March, in December.Mevsimler ile birlikte kullanılır. in Spring, in Summer, in Autumn.Yıllar ile birlikte kullanılır. in 1995, in 2001.Yüzyıllar ile birlikte kullanılır. in 19th century.sonra", "içinde" ya da "sırasında" anlamında kullanılır. in two weeks/iki hafta içinde, in five years', in three hours'.ÖRNEKin mayin summerin 1820in the 1820sin the next centuryin the ice agein the past in the futureonGünlerle birlikte kullanılır. on Sunday, on Wednesday, on Saturday.Günlerin sabah, öğleden sonra ve akşam vakitleri için kullanılır. on Monday morning, on Friday evening, on Saturday afternoonTarih ifade edilir. on February 20, on 15 March 2002.Noel günü ile birlikte kullanılır. on Christmas day.ÖRNEKon mondayon mondayson 30 Mayon 30 May 2010on Christmas Dayon my birthdayon New Year’s EveatSaatler ile birlikte kullanılır. at 2 o'clock, at half past five.Geceyarısı ile birlikte kullanılır. at midnightHafta sonu anlatılır. at weekendNoelde yapılanlar anlatılır. at ChristmasÖRNEK at 3 o’clockat dinnertimeat bedtimeat noonat sunriseat sunsetat the momentat 1030 Bu zaman zarfları ile preposition kullanılmaz. Bu zarflar yalnız kullanılırTodayYesterday TomorrowThe day after tomorrowThe day before yesterdayLast nightLast weekTwo weeks agoNext monthNext yearTomorrow eveningYesterday eveningThis eveningThis afternoonThis morningTonightEvery dayEvery yearYERLER İLE KULLANIMIinGenel anlamıyla, çevresi çoğu kez üstü de kapalı bir ortamın içinde in the car Arabanın is in the classroom Sınıfın içindedir. Kıtalar, ülkeler, eyaletler, kentler vb. ile kullanılırken yer friend is in Germany Arkadaşım Almanya’ in İstanbul İstanbul’ is in Europe O Afrika’dadır. Hal ve durum göstermede is in trouble Başı için in kullanılır. in the car, in the taxi, in a hondaIm in the car Arabanın içindeyim. onÜzerinde üstünde anlamında kullanılmaktadır fakat söz konusu olan şey mutlaka bir zemine temas ediyor olmalıdır. The apple is on the table Elma masanın üstündedir. Buradan anlamamız gereken elmanın masanın üstünde durduğu ve masayla temas halinde olduğudur.The Picture is on the wall Resim duvardadır. Resim duvara asılmıştır.Taşıtlar söz konusu olunca, içinde yürüyebileceğimiz büyüklükte taşıtlar için ON kullanılır. on the bus, on the train, on the shipIm on the bus Otobüsteyim. She is on the train O motorsiklet ve at vb. hayvanlara biniş durumu için ON is on a motorcyle O bir motosikletin üstündedir. “Sağda, solda" ifadeleri için ON kullanılır. on the right, on the leftThe house is on the right way Ev sağdadır."Telefonda, radyoda, televizyonda" ifadeleri için ON on the telephone Telefondayım. atIN ve ON kullanmayı gerektirmeyen durumlarda bir şeyin kesin ve ayrıntılı olmayan yerini the bus stop, at the station, at the airport, at the back, at the store verirken, eğer bina numarası veya sokak numarası veriliyorsa, AT kullanılır. Eğer numara olmadan yalnızca sokak ismi veriliyorsa, ON live at the 5th street. 5. Sokakta lives on Geçit Street.

prepositions in on at kullanımı