YavuzSultan Selim. Yavuz Sultan Selim adlı bu kitap, "şaşırtıcı işler yapan bir fenomen"in biyografisidir. Sekiz yıllık kısa saltanatında dünya siyaseti açısından kalıcı fetihler gerçekleştiren, Orta Doğu'nun gelecek asırlardaki durumunda belirleyici olan, bugünkü Türkiye'nin Anadolu sınırlarını çizen ve Yılmaz Tanrının Gölgesi - Yavuz Sultan Selim ve Bilinmeyen Hikayesi Kitap Açıklaması “Yılın En İyi Kitabı.” -Times Literary Supplement, Publishers Weekly, History Today. New York Times Book Review En İyi Kurgu Dışı Kitap Ödülü. Ask the community. Find out what other deviants think - about anything at all. Yavuz Sultan Selim - Selim the Grim Published: Sep 2, 2019. By. semrukburkut. Watch. Yavuz Sultan Selim, akşam çadıra döndüğünde, not düştüğü direkteki satır gelmiş aklına. Bakmış ve okumuş ki; aşkın, heyecanın ve korkunun karıştığı, tezat dolu sözcüklerin buluştuğu satırlar, bir mızrak gibi durmakta karşısında. Hemen o satırın altına bir mısra daha eklemiş, aşka yenik düşen koca padişah: Divan edebiyatında bu özelliğe vezni aher denir. Yavuz Sultan Selim Han bu beyiti Şah İsmail'e yazmıştır. Hikayesi şöyledir: Yavuz şiire, edebiyata ve satranç oynamaya meraklı biridir. Aynı şekilde Şah İsmail'de de bu özellikler vardır. Sarayında ünlü şairleri barındırır ve çok iyi satranç oynar. Vay Tiền Nhanh. Yavuz Sultan Selim'e aşık olan cariyenin hikayesi iki farklı şekilde anlatılmaktadır. Birinci hikayede cariyenin bir Türkmen kızı olduğundan bahsedilirken diğer hikayede cariyenin Mısırlı olduğu söylenir. Ancak hikayenin anlatılış biçimi ikisinde de aynıdır. Cihan padişahı ile cariyenin hikayesi şu şekilde gerçekleşir! Yavuz Sultan Selim Han Mısırı fethettikten sonra bir süre daha orada kalır. Bu süre zarfında da bir cariye cihan padişahının çadırını temizler ve gündelik işlerini yaparmış. Birgün bu cariye bir şekilde cihan padişahı Yavuz Sultan Selim'i görür ve ona aşık olur. Cariyenin aşkı gün geçtikçe artar ve bu durumu padişaha bildirmeye karar verir. Cariye hem padişahtan korkar hemde nasıl bu durumu açıklayacağını bilemez bir halde küçük bir not yazıp yatağına bırakmaya karar verir. Not kağıdında şu ifade yazmaktadır; "Derdi olan neylesin?". Cihan padişahı akşam yatağında not kağıdını görür ve okur. Kağıdın arka tarafına da şu ifadeleri yazar; "Derdi neyse söylesin!". Sabah heyecanla bıraktığı not kağıdını arayan cariye bıraktığı yerde kağıdı bulur. Heyecanla not kağıdına bakan cariye padişahın yazdığı ifadeyi okur. Kendi yazdığı cümlenin altına tekrar "Korkuyorsa neylesin?" yazar ve not kağıdını aynı yere bırakır. Aynı günün akşamında Yavuz Sultan Selim kağıdı alır ve cariyenin notunu okur. Padişah'da kendi yazdığı ifadenin altına cevaben "Hiç korkmasın söylesin!" yazar ve yatağın üzerine bırakır. Ertesi gün cariye not kağıdını okur ve bütün cesaretini toplayarak padişahla konuşmaya karar verir. Gündelik işlerini bitirdikten sonra padişah gelene kadar çadırda bekler. Padişah yanındakilerle birlikte çadırına döndüğünde cariyenin kendisini beklediğini görür. Cariye de hemen ayağa kalkarak temenna durur. Cihan padişahı cariyeye yönelerek "Buyrun, sizi dinliyorum." der. Cariyeyi bir heyecan basar ve titreyen ellerini saklamaya çalışır. Tekrar cesaretini toplayan cariye "Efendim..." der bir süre duraklar, "Cariyeniz..." dedikten sonra cümlesine devam edemez ve olduğu yere yığılır. Aşkını dile getiremeden ruhunu teslim eden cariyenin bu durumu Cihan padişahını oldukça derinden etkiler ve göz yaşlarını tutamaz. Yavuz Sultan Selim Han göz yaşlarını sildikten sonra etrafındakilere "Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin. Zira âşık, mâşukunun yolunda olur ve o yolda ölür." der. Merhaba Arkadaşlar,Biraz tarihten ve aşktan Selim Adıyla da bilinen Sevgili Yavuz Sultan Selim Han Tahtı devraldığında km2 olan Osmanlı topraklarını 8 yıl gibi kısa bir sürede 2,5 kat büyütmüştür. 8 Yıl süren taht ömründe inanılmazları sığdırmıştır. Mısır seferine gittiğinde öyle bir ganimetle dönmüştür ki hazine sığmamış odalar yapılmıştır ve 400 Yıl yetecek kadar bir birikim olmuştur. Dönemin en yükselişleri yaşanmıştı ve bu rekor geçilememişti. Mucizelerin yaşandığı o Mısır seferinden bahsedelim, Yavuz Sultan Selim Han Mısır seferine çıktığında, Kahire'ye ulaşmak için Sina Çölünü geçmek gerekiyordu. Asla vazgeçmedi ve rivayetlere göre Peygamber Efendimizin onlara eşlik ettiği Yavuz Sultan Selim Han'ın onu ordunun önünde gittiğini gördüğü rivayet edilmektedir. Memluk Ordusu ile Mercidabık Ovasında karşılaştılar ve onları mağlup etti. Ancak bu zaferin ikmali için Mısıra ulaşması gerekiyordu ve bunun için kilometrelik bir mesafeyi yani Sina Çölünü hiç bir zayiat vermeden tam 13 gün de başardı. Askeri dehası ile bilinen Napolyon bile 300 yıl sonra o çölü geçememiş askerler susuzluktan çıldırarak birbirilerini vurmuşlardı. Anlayacağınız üzere yeni tekniklerin olabileceği o dönemde bile orayı geçemezlerken 11 günde Yavuz Sultan Selim Han 'ın ordusu zaferini ulaşmıştır. Kendisinin Askeri ve Manevi zekasını yaşadıklarını anlatmaya kelimeler yetmez ki bir çoğuda bilinmez. Şimdi size özet olarak tarihinden bahsettikten sonra onun aşk hikayesinden bahsetmeden edemeyeceğim... Yavuz Sultan Selim Han, Mısır seferine çıktığı sırada çadırını temizleyip gündelik işlerini yapan bir cariye varmış... Birgün bu cariye bir şekilde Yavuz Sultan Selim'i görür ve ona aşık olur. Cariyenin aşkı gün geçtikçe artar ve bu durumu padişaha bildirmeye karar verir. Cariye hem padişahtan korkar hemde nasıl bu durumu açıklayacağını bilemez bir halde küçük bir not yazıp yatağına bırakmaya karar verir. Not kağıdında şu ifade yazmaktadır; "Derdi olan neylesin?". Padişah akşam yatağın da not kağıdını görür ve okur. Kağıdın arkasına ekler "Derdi neyse söylesin ! " Sabah bıraktığı notu heyecanla arayan cariye bıraktığı yerde bulur ve okur. Yazdığı cümlenin altına ekler "Korkuyorsa neylesin ?" Aynı akşam Yavuz Sultan Selim Han kağıdı alır ve notu okur. yazdığı kağıda cevap olarak " Hiç korkmasın söylesin ! "yazar ve yatağın üzerine bırakır. Ertesi gün cariye not kağıdını okur ve bütün cesaretini toplayarak padişahla konuşmaya karar verir. Gündelik işlerini bitirdikten sonra padişah gelene kadar çadırda bekler. Padişah yanındakilerle birlikte çadırına döndüğünde cariyenin kendisini beklediğini görür. Cariye de hemen ayağa kalkarak temenna durur. Padişah cariyeye yönelerek "Buyrun, sizi dinliyorum." der. Tekrar cesaretini toplayan cariye "Efendim..." der bir süre duraklar, "Cariyeniz..." dedikten sonra cümlesine devam edemez ve olduğu yere yığılır. Aşkını dile getiremeden ruhunu teslim eden cariyenin bu durumu Cihan padişahını oldukça derinden etkiler ve göz yaşlarını tutamaz. Yavuz Sultan Selim Han göz yaşlarını sildikten sonra etrafındakilere "Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin. Zira âşık, mâşukunun yolunda olur ve o yolda ölür." der. Evet bu heyecana dayanamayan Türkmen kızı ölmüştür ve son nefesini en sevdiğinin kollarında vermiştir. Şahitleri o an orada bulunan Hasancan ve direkte duran satırlardır. “Koca Sultan da dayanamaz ağlar ve yaptırdığı mezarın taşına, altta ki o meşhur dörtlüğü yazdırarak, Tüm Dünyaya aşkın gücünün karşısındaki çaresizliğini, şöyle dile getirir Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek Sîrler pençe-i kahrimdan olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek.” Yani; Bilmem gözlerime felek nasıl bir büyü yaptı ki Gözümü kan içinde bıraktı, aşkımı artırdı Benim pençemingücümün korkusundan arslanlar bile titrerken Felek beni bir ahu gözlüye esir etti.. Sizce Gerçek Aşkın Tanımı Nedir ? ... Yavuz Sultan Selim kime aşık oldu?Yavuz Sultan Selim Han Mısırı fethettikten sonra bir süre daha orada kalır. Bu süre zarfında da bir cariye cihan padişahının çadırını temizler ve gündelik işlerini yaparmış. Birgün bu cariye bir şekilde cihan padişahı Yavuz Sultan Selim'i görür ve ona aşık Sultan Selim küpe taktı mı?“Yavuz Sultan Selim İslamiyet'in kutsal topraklarına hakim olunca 'Hadimü'l-Haremeyn' yani Haremeyn'in hizmetkârı olduğunu göstermek için küpe Sultan Selim neden babasını tahttan indirdi?Kaldı ki, Yavuz Padişah, babasına şahsi kin beslediği için babasını tahttan indirmedi, devletin bekası ile babası arasında kaldığında devletin bekasını tercih etti. Yani bu tahttan indirme olayı, bir “ihtiras” olarak değil, bir “zaruret” olarak karşımıza Sultan Selim kimdir hayatı?10 Ekim 1470'de Amasya'da dünyaya geldi. Babası II. Bayezid, annesi Dulkadırlı ailesi'nden Aişe Hatun'du. Şehzadeliği Amasya'da geçen Yavuz Sultan Selim, devrin önemli âlimlerinden Arap ve Fars Dili ile yüksek din ve fen dersleri aldı. Devlet idaresi ve askeri konularda eğitim alması için Trabzon Valiliği'ne Sultan Selim eşi kimdir?II. Ayşe Hatune. 1511–1520 Ayşe Hafsa Sultane. 1494–1520 Selim I/EşiYavuz Sultan Selim Çölü kaç günde geçti?Yavuz Sultan Selim, ordusuyla birlikte Sina Çölü'nü 5 gün içinde şimdiki tank hızıyla 11 Ocak-16 Ocak geçerek, Ridaniye'de Memlük Ordusu ile Sultan Selim neden sol kulağına küpe takmıştır?Bir rivayete göre Yavuz Sultan Selim ordusuyla Mısır'ı fethettiği zaman orada köleleri ziyaret etmiş. Çiftliklerde çalışan erkek kölelerin kulaklarında küpeleri görünce neden taktıklarını sormuş. … “Bunlar köle sınıfı olduğundan hür erkeklerden ayırt edilmeleri için bu küpeleri takarlar. YAVUZ SULTAN SELİM VE HİZMETÇİ KIZIN HİKAYESİYavuz Sultan Selim, Mısır kölemenlerine karşı merci dabık zaferini kazandiktan sonra şama gelerek orada kışı geçirir. Misafir kaldıği bir konakta kendisine oda hizmetçisi olarak genç ve güzel bır kız görevlendirilir. Bu kız aynı zamanda şairdir. Yavuz' a hizmet ederken, yakışıklı ve cazip bir erkek olan padişaha aşık olur. Peki Yavuz Sultan Selim Han gibi sert bir padişaha bu kızcağız aşkını nasıl itiraf etsin? Kızcağaz nihayet şu çareye baş vurur; Yavuz'un yatağının kurulduğu duvarın üzerine AŞIK OLAN NEYLESİN? diye bir yazı yazar. Yavuz Sultan Selim Han gece yatağına girerken duvardaki yazıyı okur ve tebessüm ederek yazının altına DERDİ NEYSE SÖYLESİN diye karşılık verir. Hizmetçi kız sabah bu mısrayı okuyunca sevinerek; YA KORKARSA NEYLESİN? diye bir mısra daha ekler. Bu mısra Yavuz Sultan Selimin hoşuna gider ve HİÇ KORKMASIN SOYLESİN diye yazarak kıtayı tamamlar. Güzel kız bu mısrayı da okuyunca sevincinden deliye döner, çünkü bir cihan padişahı tarafından aşkı kabul edilmiştir. O akşam en güzel elbisesini giyerek Yavuz Sultan Selim Han'ın odasına girer, fakat heyecandan her tarafı tir tir titrer. Yavuz o şahin gözlerini bu güzel kıza dikmiş bakar. Bir iki adım attıktan sonra fazla heyecandan kalbi durur ve Yavuz'un önüne boylu boyunca yere uzanır. Yavuz, kızcağazı kucağına alır fakat şair kız ölmüştür. Bu kıza Şamda güzel bir mezar yaptırtan Yavuz, daha sonra mısır seferine çıkar........... Geri YAVUZ SULTAN SELİM VE HİZMETÇİ KIZIN HİKAYESİ tarafından ercan 25 Tem. 2009 - 911vayyy be böyle aşklarda var ama kalmadı bu devirde güzel bir hikaye paylaşım için tşk nazlıercanForumun AşığıMesaj Sayısı 734Tecrübe Puanı 6057Aktiflik - Beğenilirlik 6Kayıt tarihi 23/07/09Yaş 34Nerden Batman Similar topicsBu forumun müsaadesi varBu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Yavuz Sultan Selim Han, Mısır’ı fethedince bir süre orada kalır. Bu kalış idareyi ele alıp, hakimiyeti yerleştirmek için elzemdir. Bu süre zarfında kendisi için kurulan otağda konaklar. Otağ şehrin muhkem bir mevkiinde, ağaçlıklı ve serin bir yerde kurulmuştur. Otağın temizlik işlerine bakan Mısırlı bir cariye vardır ki Yavuz Sultan Selim Han sabah çıkınca, gelir, akşama kadar otağı temizler ve gider. Akşam olunca da Yavuz Selim Han otağına döner. Cariye, nasıl olduysa birkaç defa Yavuz Sultan Selim Han’ı görür ve ona aşık olur. Lakin umutsuz bir aşktır onun kisi. Zira bir tarafta koskoca cihan padişahı halife-i rüy-ı zemin, diğer tarafta basit bir cariye… Fakat cariyenin aşkı dayanılmaz boyutlara ulaşıp da kalbine sığmaz hale gelince, ne yapacağını bilemez halde halifeye açılmaya karar verir. Karar verir vermesine ama aradaki uçurum onu verdiği kararı uygulama konusunda bir karar kılar. Bir yandan aşkının dayanılmaz baskısı, diğer yandan aradaki devasa farkın kendini engellemesi arasında bocalayan cariye halifenin karşısına çıkma cesaretini kendinde bulamadığından, yazıyla ilan-ı aşk etmeye karar verir. Ve üç kelimelik bir not yazarak halife hazretlerinin başını koyduğu yastığın altina görünecek şekilde bırakır. Notta sadece üç kelime yazılıdır “Derdi olan neylesin?” Akşam çadırına gelip de yastığın ucunda küçük bir kağıt parçası bulan Yavuz Sultan Selim Han, kağıdı okuyunca bu notu yazanın, çadırını süpüren cariye olduğunu anlar. Hemen notun altına, cevabını yazar ve “Derdi neyse söylesin.” Kağıdı aynı yere bırakır. Sabah olunca da çıkıp gider. Cariye temizlik için çadıra geldiğinde ilk iş kağıdı arar kâğıdı bıraktığı yerde duruyor bulur. Kalbi deli gibi çarpmaktadır. Büyük bir heyecanla, kaparcasına kağıdı alıp okuduğunda heyecanı bir kat daha artar. Halifenin cevabından cesaretlenen cariye kağıdı çevirip dünkü notunun altına şu notu ekler; “Korkuyorsa neylesin?” Akşam olur. Halife çadıra döner. Kağıdı okur ve cevabı yazar “Hiç korkmasın söylesin.” Sabah bu cevabı okuyan cariye artık kararını vermiştir Aşkını bu akşam halifeye söyleyecektir. Ne olacaksa olsun artık. O gün temizliği bitirdiği halde gitmeyip halifeyi beklemeye başlar. Yavuz Sultan Selim Han akşam çadıra dönünce cariyeyi kendisini bekler bulur. Cariye, halifeyi görünce hemen ayağa kalkıp temenna durur. Yavuz Selim Han “Buyurunuz, sizi dinliyorum” deyince, cariye tüm cesaretini toplamaya çalışırken, titreyen ellerini gizlemek için elleriyle dirseklerini tutarak kollarını kavuşturur. Heyecandan yüzü kıpkırmızı olmuştur. Kalbi yerinden fırlarcasına atarken, titrek ve mahcup bir sesle, “Efendim..” der “Cariyeniz… Size…” ve cümlesini tamamlayamadan yığılıp kalır. Kalbine sığmayan aşkını söyleyemeden ruhunu teslim eden cariyenin, bu tertemiz aşkı karşısında koca halife, celadetli Yavuz Sultan Selim Han, yanaklarından süzülen yaşları silerken etrafındakilere der ki; “Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin. Zira aşık, maşukunun yolunda olur ve o yolda ölür.” Yavuz Sultan Selim ve gerçek aşk Bu hikaye Yusuf DURUnun “Bin Akçeye Bir Söz” isimli kitabından tanıtım amaçlı bir alıntıdır.

yavuz sultan selim aşk hikayesi