Vay Tiền Nhanh. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında Güneş Enerjisi, Rüzgar Enerjisi, Hidroelektrik Enerjisi, Jeotermal Enerjisi, Biyokütle enerjisi, Hidrojen Enerjisi, Dalga Enerjisi ve Gelgit Enerjisi bulunmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının çevresel etkilerinden bahsedecek olursak; Güneş Enerjisinin Çevresel Etkileri Güneş enerjisinde atmosfere zararlı gaz salınmaz. Sadece kurulum aşamasında çok az miktarda zararlı etkisi bulunmaktadır, Akü destekli güneş enerjili sistemlerde, düşük bir ihtimal de olsa, akülerin içindeki sıvının suya karışma ihtimali bulunmaktadır, Sadece kurulum aşamasında ambalaj atıkları olur, bunun dışında herhangi bir atık söz konusu değildir, Güneş enerji tarlaları çok büyük alana gereksinim duyar, bu anlamda görüntü kirliliğine neden olabilir, Güneş santralleri sadece kurulduğu bölgenin alanı göz önünde bulundurulduğunda, doğal ortamda yaşayan hayvanların alanını kısıtlamaktadır. Güneş enerji tarlaları çok büyük alana gereksinim duyar, bu anlamda görüntü kirliliğine neden olabilir, Güneş santralleri sadece kurulduğu bölgenin alanı göz önünde bulundurulduğunda, doğal ortamda yaşayan hayvanların alanını kısıtlamaktadır. Rüzgar Enerjisinin Çevresel Etkileri Rüzgar enerjisi, herhangi bir zararlı gaz salınımı yapmaz, bu açıdan atmosfere etkisi de yoktur, Rüzgar enerjisinin su kirliliği üzerinde hiçbir etkisi bulunmamaktadır, Rüzgar santrallerinin atıkları yoktur, dolayısı ile atık olarak çevreye olumsuz etkileri yoktur, Rüzgar türbinleri, çok büyük oldukları için görüntü kirliliğine sebep olurlar, Rüzgar türbinleri çok gürültülü çalışırlar, bu da ses kirliliğine neden olur, Rüzgar türbinleri oluşturdukları hava akımından dolayı kuşları kendisine çeker, kuşlar bu hava akımından kurtulamadığı için türbinlere çarpıp ölmektedir. Jeotermal Enerjisinin Çevresel Etkileri Jeotermal kaynaklar kullanılırken atmosfere karbondioksit ve hidrojen sülfür gibi zararlı gazlar salmaktadır, Ses kirliliğine sebep olmaktadır. Hidrojen Enerjisinin Çevresel Etkileri Hidrojen enerjisi en temiz enerji kaynağıdır. Çünkü bu enerji türü yakıldığı zaman sadece su açığa çıkmaktadır. Çevreye hiçbir zararlı etkisi bulunmamaktadır. Biyokütle Enerjisinin Çevresel Etkileri Biyokütle enerjisi birkaç yöntemle elde edilebilmektedir. Bunların içerisinde çöplerin ve atıkların kullanılması ile elde edilen enerji üretim yönteminde, bazı zararlı gazlar açığa çıkmaktadır. Genel anlamda çevreye etkisi çok azdır. Dalga Enerjisinin Çevresel Etkileri Dalga enerjisi ses ve görüntü kirliliği oluşturur. Ayrıca mekanik olarak çalıştığı için herhangi bir yakıt gereksinimine ihtiyaç duymaz. Bu anlamda çevreye atık ve gaz salımı yapmaz.
Son yıllarda artan petrol fiyatlarının bir sonucu olarak ortaya çıkan alternatif enerji arayışları tüm dünyayı meşgul ederken, yenilenebilir enerji üretimi, doğal afet kaynaklı risk tehdidiyle karşı karşıya…Enerji üretimi için yenilenebilir kaynakların kullanılması, risk yönetiminin önemini arttırıyor. Yenilenebilir enerjide ülkeler arası rekabet artarken, dünyada ortaya çıkan doğal afetlerin yarattığı riskler yapılan yatırımları önemli ölçüde tehdit ediyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarında doğal afet riski Yenilenebilir enerji sektörünün iklim kaynaklı riskler ve doğal afetler karşısındaki hassasiyeti, sektörün kâr marjını ve güvenilir finansman çabalarını da olumsuz etkileyebiliyor. Yenilenebilir enerji uygulamaları deprem, sel, fırtına, yer kayması, kasırga vb. birçok doğal afet kaynaklı riskler nedeniyle ciddi finansal kayıp riski ile her an karşı karşıya. Bu riskler karşısında, projelerin sürdürülebilir olması ve istikrarlı bir kazanç sağlaması için profesyonel risk yönetim uygulamalarına başvurulması gerekiyor. Risk, reasürans, emeklilik ve sağlık alanında profesyonel hizmetler sunan Aon, doğal afetlerin yenilenebilir enerji uygulamaları üzerindeki olumsuz etkisinin ve beraberinde ortaya çıkan risklerin veriye dayalı analizlerle ele alınmasını öneriyor. “Risk yönetimi doğru kurgulanmalı” Aon Türkiye İnşaat, Enerji, Denizcilik, Havacılık ve Plasman'dan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Erdem, yenilenebilir enerji sektöründe risk yönetiminin önemine dikkat çekerek, şunları söyledi “Doğal afet ve iklim kaynaklı risklerin yatırımlar üzerindeki etkisinin incelenmesinde tarihsel verilerin önemine dair farkındalık giderek artıyor. Ancak bu farkındalığın, yapılan yatırımlarla paralel olarak artmadığını görüyoruz. Yenilenebilir enerji yatırımlarının karlılığının her an doğal afet ve iklim kaynaklı risklerin tehdidi altında olduğu gerçeğini göz önüne aldığımızda, riski önlemek, maruz kalınan risklerin sigorta ile koruma altına alınmasını sağlamak, olası kayıpları belirlemek ve olası riskleri azaltmak adına risk yönetim uygulamalarının doğru kurgulanması önem arz ediyor. Tesislerin tasarımı, inşası ve işletilmesinin her aşamasında geçmiş verilere dayalı, ileriye dönük ve analitik bir risk yönetim yaklaşımına başvurulması, öncelikle doğal afet kaynakları risklerin öngörülerek hesaplanabilmesini mümkün kılarak, bu risklerin etkin ve verimli bir şekilde tanımlanmasını, yönetilmesini ve transfer edilebilmesini sağlayacak ve yıkıcı etkileri en aza indirecek çözümlerin geliştirilmesine katkıda bulunacaktır. Yatırımları tehdit eden diğer faktörler arasında yer alan iklim ve teknoloji seçimi kaynaklı risklere karşı da yine veri ve analitiğe dayalı profesyonel çözümler geliştirilmelidir. Özetle, yenilenebilir enerji sektöründe risk yönetiminin bel kemiğini veri ve analitiğin oluşturacağını ve sektörün gücünü risk yönetiminden alacağını söyleyebiliriz.” Türkiye’nin hedefleri Yenilenebilir enerji hem özel hem de kamu sektörünün enerji planlamalarının merkezinde yer alıyor. Özellikle devletler fosil yakıtların çevresel ve toplumsal maliyetlerini düşünerek yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirme konusuna önem veriyor. Örneğin, Avrupa Birliği, üye ülkelere toplam enerji tüketimlerinin yüzde 20'sinin yenilebilir enerji kaynaklarından oluşması hedefini getiriyor. Bu hedef, hükümetlerin yenilenebilir enerji uygulamalarını hızlandırmasında büyük rol oynuyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı WWF 2050 yılında küresel ölçekte yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçişi hedefliyor. Türkiye'de ise 2023 enerji stratejisi kapsamında yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payının yüzde 30'a çıkarılması ve ulaştırma sektörü ihtiyaçlarının yüzde 10'unun söz konusu kaynaklardan karşılanması hedefliyor. Türkiye'de enerji kaynakları Dünyadaki jeotermal enerji kaynaklarının yüzde 8'ine sahip olan Türkiye, birçok ülkeye oranla yenilenebilir enerjide zengin kaynaklara sahip bir ülke olarak nitelendiriliyor. International Energy Agency'nin 2016 verilerine göre, Türkiye'nin 67 terawattsaat hidroelektrik üretimiyle dünyadaki hidroelektrik üretiminin yüzde 1,6'sını karşılıyor. Aynı verilere göre, dünyanın beşinci en büyük hidroelektrik üreticisi olan Türkiye, ülke genelindeki toplam elektrik üretiminin yüzde 24,5'ini hidro kaynaklardan üretiyor. 2015 yılı itibarıyla Türkiye'nin toplam enerji kaynaklarının yaklaşık olarak yüzde 32'sini yenilenebilir kaynakların oluşturduğu görülüyor. Dünya yenilenebilir enerjiye yatırım yapıyor Bloomberg NEF'in verilerine göre 2017 yılında dünyada güneş enerjisine 161 milyar dolar, rüzgar enerjisine 107 milyar dolar, akıllı enerji teknolojilerine 49 milyar dolar, biyoenerjiye 7 milyar dolar ve diğer temiz enerji kaynaklarına 10 milyar dolar yatırım yapıldı. 2004'ten 2017'ye global temiz enerji yatırımı kümülatif olarak 2,9 trilyon dolara ulaştı. International Energy Agency'nin Renewables 2018 raporu verilerine göre, önümüzdeki beş yıl içinde dünyadaki enerji tüketiminin yüzde 40'ını yenilenebilir enerjiye dayalı kaynaklar oluşturacak. Dünya çapında tüketim ise 2017'de yüzde 5 artış gösterdi. Bu artış, toplam enerji tüketiminden 3 kat daha hızlı oldu. 2017 yılında dünyadaki enerji tüketiminin yarısı biyoenerji kaynaklarından karşılandı. Biyoenerjiyi sırasıyla rüzgar, güneş fotovoltaik ve hidro kaynaklar izledi. Benzer şekilde rapora göre, 2018-2023 arasında yenilenebilir enerjide en büyük büyüme yine biyoenerji segmentinde yaşanacak. Öte yandan, yenilenebilir teknolojilerin global enerji talebini karşılama payının ise 2023'de yüzde 12,4 seviyesine ulaşması bekleniyor.
Yenilenemez Enerji Kaynaklarının Zararları Yenilenemez enerji kaynakları, büyük oranda çevre kirliliğine yol açar. Benzinli arabaların egzoz dumanları havadaki karbondioksit oranını arttırır. Özellikle büyük şehirlerde hava kirliliğinin yol açtığı birçok kronik hastalık mevcuttur. Yenilenebilir enerji kaynakları nelerdir avantajları ve dezavantajları? Ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklarının fosil yakıtlara avantajı, çevreyi kirletmemesi, doğaya ve canlılara dost olmasıdır. Buna karşılık dezavantajları da var. Coğrafi olarak her yerde bol bulunmuyorlar; ayrıca yoğun enerji formları olmamaları nedeniyle geniş alanlardan toplanmak zorundalar. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir? Yenilenebilir enerji kaynaklarının olumlu yönlerine örnekler şu şekildedir Yüksek enerji elde edilebilir. Sürdürülebilir olarak tükenmez. Yenilenebilir enerji kaynakları süreklidirler. Çevreye daha az zarar verirler. Kullanıcı için ekonomiktir. Ülkenin dışa bağımlılığını azaltır. 16 Ağu 2020 Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artmasının önemi nedir? Yenilebilir enerji kaynakları üretimleri esnasında CO2 emisyonlarını kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında daha az seviyede ürettikleri için çevreye yaptığı olumsuz katkı oldukça düşüktür. Yenilenebilir enerji kaynakları zararlı mı? Fosil kaynaklar ozonun delinmesi, küresel ısınma, iklim değişikliği ve doğanın tüketilmesi gibi ciddi zararlara yol açar. Yenilenebilir enerji kaynakları ise düşük maliyetlidir, çevre dostudur, temiz ve yerlidir. Enerji kaynaklarının zararları nelerdir? Kömür, doğalgaz ve petrol kaynaklı tüm enerji kullanımları, hava kirliliğine yol açan bazı gazların salgılanmasına neden olmaktadır. Aynı şekilde özellikle petrol enerjisi, hava kirliliğinin yanında toprak ve su kirliliğine de neden olur. Yenilenebilir enerji kaynaklarının özellikleri nelerdir? Genellikle temiz enerji olarak adlandırılan yenilenebilir enerji, doğal kaynaklardan veya sürekli yenilenen süreçlerden gelir. Örneğin, güneş ışığının veya rüzgarın kullanılabilirlikleri, zamana ve hava durumuna bağlı olsa bile her zaman güneş parlamaya ve rüzgar esmeye devam eder. Yenilenebilir enerji kaynağı çevreye zarar verir mi? Yenilenebilir enerji kaynaklarından güneş, rüzgar, biyokütle ve su ilk bakışta hiçbir çevre etkileri yokmuş gibi durmaktadırlar. … Bu toksik maddeler havaya, yüzey veya yeraltı sularına karışırsa önemli çevre ve sağlık sorunlarına yol açabilirler. Yenilenebilir enerji kaynaklarının avantajları nelerdir? Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Önemi Nedir? Kısa sürede yerine konulabilen bir enerji kaynağıdır. … Kirliliğe neden olmazlar, diğer yakıtlara oranla daha temiz kaynaklardır. Doğal olarak varlığını sürdürdüğü için alternatif ve tükenmeyen bir enerji kaynağıdır. Yenilenemez enerji kaynaklarının zararları nelerdir maddeler halinde? YENİLENEMEZ ENERJİ KAYNAKLARI ZARARLARI Yenilenemez enerji kaynaklarının zararlarının başında, hava ve su kirliliği gibi çevresel sorunlara yol açmaları gelir. Kömür, doğalgaz ve petrol kaynaklı tüm enerji kullanımları, hava kirliliğine yol açan bazı gazların salgılanmasına neden olmaktadır. Yenilenemez enerji kaynaklarının çevreye verdiği zararlar nelerdir? YENİLENEMEZ ENERJİ KAYNAKLARI ZARARLARI Kömür, doğalgaz ve petrol kaynaklı tüm enerji kullanımları, hava kirliliğine yol açan bazı gazların salgılanmasına neden olmaktadır. Aynı şekilde özellikle petrol enerjisi, hava kirliliğinin yanında toprak ve su kirliliğine de neden olur. Yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi nedir? Yenilenebilir Enerji Kaynakları ile enerji üretiminde dışa bağımlılık azalır. Yenilenebilir Enerji Kaynakları, enerji verimliliğinin artmasına yardımcı olur ve hava kirliliğinin azalmasını sağlar. Karbon emisyonunu azaltır ve çevre dostu bir enerji tüketimi sağlar. Yenilenebilir enerjinin faydaları nelerdir? Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Önemi Nedir? Kısa sürede yerine konulabilen bir enerji kaynağıdır. … Kirliliğe neden olmazlar, diğer yakıtlara oranla daha temiz kaynaklardır. Doğal olarak varlığını sürdürdüğü için alternatif ve tükenmeyen bir enerji kaynağıdır. Yenilenebilir enerji kullanımı neden artıyor? Çevre kirliğinin önüne geçmek ve yakıt krizi yaşamamak için, yerel kaynakları kullanarak hem daha ekonomik hem de sürekli üretim için alternatif enerji kaynakları ön plana çıkıyor. … Bu nedenle de tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı giderek artıyor. Enerji üretiminin çevreye verdiği zararlar nelerdir? Fosil yakıtların yakılması karbon dioksit, kükürt dioksit, azot oksit, parçacık halindeki maddeler ve toz salımına yol açar. Karbon dioksit küresel ısınmaya en fazla katkıda bulunan maddedir. Kükürt dioksit ve azot oksit asit yağmurlarına neden olur; parçacıklı maddelerle birlikte havanın kirlenmesinde rol oynar.
Yenilenemeyen enerji kaynakları kömür, gaz ve petrol gibi fosil yakıtlardır. Bu maddeler milyonlarca yıl boyunca biriken fosil rezervleri sonucu oluşmuştur. Fosil yakıtların yenilenemez olarak tanımlanmasının nedeni budur. Çünkü oluşmaları milyonlarca yıl almaktadır. Bu doğal kaynaklar, çok sayıda sanayi için büyük bir güç kaynağıdır; ancak olumsuz çevresel etkileri ve günün birinde tükenecek olmaları nedeniyle yıllardır çok sayıda tartışmanın ve araştırmanın konusu fosil yakıtlardaki ana unsurdur. Bu nedenle fosil yakıtların oluştuğu zamana yaklaşık 360-300 milyon yıl önce Carboniferous Dönemi adı fosil yakıtlar benzer şekilde oluşmuştur. Yüz milyonlarca yıl önce hatta dinozorlar çağından bile önce Dünya’nın farklı bir manzarası vardı. Geniş, sığ denizlerle ve bataklık ormanlarla algler ve planktonlar bu eski sulak alanlarda büyüyorlardı. Bu canlılar güneş ışığını emmişler ve fotosentez yoluyla enerji üretmişlerdi. Öldüklerinde depoladıkları enerjileri ile birlikte organizma şeklinde denizler ve göllerin dibine doğru ölü bitkiler deniz tabanının altında ezilmiştir. Kayalar ve diğer tortular üstlerine yığılmış, yüksek ısı yeraltında basınç yaratmıştır. Bu ortamda bitki ve hayvan kalıntıları fosil yakıtlara tüm dünyada yenilenemeyen enerji kaynaklarının büyük yeraltı rezervleri bulunmaktadır. Ancak insanoğlu bu rezervleri tükettikçe miktarları azalacak ve zamanla da tamamen bu nedenle günümüzde kaynağı tükenmeyecek olan rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim enerji kaynaklarıKömürPetrolDoğalgazYenilenemez enerji kaynaklarıKömürKömür yeryüzünde en fazla bulunan fosil yakıt türüdür. Yüzyıllar önceki bitkilerin ve hayvanların çürümeleri sonucu üç farklı tipte sınıflandırılabilir linyit, katranlı ve kömürü Dünya yüzeyine yakın bulunur ve nispeten çıkarılması kolaydır; ancak yüksek kükürt içeriğine kömür Yaktığımız en yaygın kömürdür ve linyitten daha az En yüksek kömür kalitesidir. Koyu ve parlaktır. Dünyada daha derinlerde bulunur. Kömür elde edilmesinin iki farklı yolu vardır. Yüzey madenciliği ve yeraltı madenciliği Bir kömür kütlesinin Dünya yüzeyinin yaklaşık 200-300 metre yakınında olduğunda kullanılan yöntemdir. Kömürü örten toprak ve kaya kaldırılarak kömür madenini açığa çıkarmak için özel ekipmanlar kullanılır. Yüzey madenciliğinin yeraltı madenciliğinden daha az maliyetlidir; ancak bitki örtüsünün ve toprak yapısının bozulmasına neden madenciliği Kömürün Dünya yüzeyinin metrelerce altından çıkarılması yöntemidir. Madenciler bir maden boşluğundan asansör ile aşağılara iner. Kömürü yer altında kesen ve yerin üstüne getiren ağır makineler kullanılır. Bu tehlikeli bir iştir; çünkü kömür kesmek tehlikeli gazları serbest bırakabilir. Gazlar patlamaya neden olabilir veya madencilerin nefes almasını enerjisi üretimiKömür yakılarak dev bir hazne içerisindeki suyu ısıtır ve ısınma sonucu oluşan buhar daha sonra elektrik üreten bir jeneratöre bağlı türbinleri hareket ettirmek için kullanılır. Jeneratörün mıknatıslanması sonucu oluşan elektrik de trafolar vasıtasıyla yükseltilerek yüksek gerilim hatlarına iletilir ve evlerimize olan yolculuğu günümüzde elektrik üretimi için başlıca fosil yakıt kaynağıdır. Yeryüzündeki elektrik santrallerinin çoğu, kesintisiz olarak elektrik üretmek için kömürün yanması sonucu ortaya çıkan enerjiyi çok miktarda karbon içerir. Güç üretmek için yakıldığında, karbondioksit üretmek için oksijenle karışır. Oluşan karbondioksit gazı da atmosfere salınarak küresel ısınma günümüzde halen büyük miktarlarda mevcut olsa da, rezervinin 40-50 yıldan fazla sürmeyeceği tahmin doğalgaza oranla %75’e varan miktarlarda karbon madenleri yer altının 1,5 km derinliklerine kadar yakıldığında su yollarını kirletebilecek sülfat ve azot gibi önemli miktarda kirlilik ve gaz emisyonları ayrıca, hayvanların ve balıkların yağ dokularında biriken cıva üretir. Bu durum bu canlıları tüketen insanlara zarar küçük deniz bitkilerinin ve yüz milyonlarca yıl önce ölen hayvanların kalıntılarından oluşan fosil bir yakıttır. Rafine edildikten sonra benzin, dizel ve jet yakıtı gibi ürünler yapmak için petrol çoğunlukla ulaştırma ve sanayi sektörlerinde enerji kaynağı olarak kullanılır. Petrolün yan ürünleri de de ticari amaçla ve konutlarda kullanılır. Dünyadaki petrolün yaklaşık yarısı benzine oje ve sürtünme alkolü gibi sıvı ürünlerde veya su boruları, ayakkabılar, boya kalemleri, çatı kaplamaları, vitamin kapsülleri ve binlerce başka katı ürünlerde işlenebilir ve petrol rezervleri denizlerin dibindeyken bazıları karaların altındadır. Çıkarılması için sondaj çalışması yapılır. Petrol şirketleri bir “sondaj kulesi” ile sondaj yapmaya başladığında, günde 24 saat, haftanın yedi günü, yılda 365 gün petrol çıkarabilirler. Birçok başarılı petrol sahası yaklaşık 30 yıl boyunca petrol üretir. Petrol okyanus tabanının altındayken, şirketler açık denizde sondaj yaparlar. Bunun için bir petrol platformu yapılmalıdır. Ham petrolün kullanılabilir ürünlere dönüştürülmesi için öncelikle bir petrol rafinerisinde işlenmesi kısaca şöyledirPetrol bir kuyudan pompalanır ve daha sonra çoğunlukla gemi, mavna, boru hattı, kamyon veya trenle bir petrol rafinerisine devasa tanklar, işlenmeye hazır olana kadar petrolü rafinerileri daha sonra ham petrolü damıtma işlemiyle çeşitli yakıtlara ve yan ürünlere küçük deniz bitkileri ve 300-400 milyon yıl önce ölen hayvanların kalıntılarından oluşan, yenilenemeyen fosil bir yakıttır. Doğal gazın yaklaşık % 90’ı metandan oluşur, ancak aynı zamanda propan ve bütan gibi diğer gazları da milyon yıl önce, küçük deniz bitkilerinin ve hayvanlarının kalıntıları, kayaya dönüşen tortular tarafından gömülen okyanusların dibine geçtikçe, kaya katmanları binlerce metre kalınlaşmış ve bu da enerji bakımından zengin bitki ve hayvan maddelerini büyük bir baskı altına sokmuştur. Sonunda, basınç ve ısı bu organik karışımı petrol ve doğal gaz olarak değiştirmiştir. Doğalgaz, kaya katmanlarında sıkışıp kalmış gaz birikimidir. Doğalgazı ıslak bir süngerde tutunan suya benzetebiliriz.Doğalgaz genellikle derin yeraltındaki kayalarda sıkışıp kaldığından bulunması zor olabilir. Doğal gaz birikintilerini bulmak için jeologlar şunları yaparYeraltı oluşumları hakkında ipuçları bulmak için yüzeye kayalara kaya katmanlarından geri dönen ses dalgalarını kaydetmek için küçük patlamalar yapılır ya da Dünya yüzeyinde ağır yükler derinliklerinde bulunan kaya kütlelerinin çekim kuvveti saha umut verici görünüyorsa, doğal gaz kaynağını bulmak için kuyular açılabilir. Bu kuyular yaklaşık 3 km’ye kadar derinliktedir ve sondaj için yüzlerce liraya mal olabilir. Bu nedenle doğal gaz sahalarını dikkatlice belirlemek oldukça ulaşmak için bazı şirketler “hidrolik çatlatma” veya adlı bir yöntem kullanır. Yeraltındaki kayaları ayırmak için yüksek basınçlı su kullanılır. Bu basınç kaya oluşumlarında sıkışan doğal gazı serbest bırakır. Kaya çok sert ise, kayayı çözmek için kuyudan asit gönderilebilir. Kayayı delmek ve gazın açığa çıkmasını sağlamak için minik cam veya kum taneleri de evlerde ısıtma ve pişirme amacıyla kullanılır. Ayrıca aynı kömürde olduğu gibi doğalgazın yakılmasıyla elektrik de ayrıca sıvı doğal gaz LNG olarak adlandırılan sıvı bir forma dönüştürülebilir. LNG diğer fosil yakıtlardan çok daha doğal gaz, gaz halinden çok daha az yer kaplar. Büyük bir plaj topuna sığacak doğalgaz miktarı bir pinpon topuna sıvı olarak sığdırılabilir. LNG kolayca saklanabilir ve farklı amaçlar için kullanılabilir. LNG, benzinin yerine bile enerji kaynaklarının geleceğiYenilenemeyen enerji kaynakları, dünyanın sanayi kompleksini çok uzun süredir beslemektedir. Bu nedenle kaynaklar hızla tükenmektedir. Fosil yakıtların daha fazla kullanılmasıyla tüm canlıların yaşamını etkileyen, toprak kirliliği ve hava kirliliği gibi birçok çevresel etki söz yenilenemez enerji kaynaklarının ana elemanıdır. Yanma gerçekleştiğinde, karbon oksijenle karıştırılır ve karbondioksit oluşturur. Bu da çevreyi kirletir ve küresel ısınma oluşturur. Son birkaç yılda, atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu oldukça artmıştır. İklim değişiklikleri, asit yağmurları, mevsimlerin değişimi karbondioksit artışı sonucu oluşan sera etkisinin sonuçlarıdır. Bu kadar çok sorun, kıt kaynaklar ve artan fiyatlar nedeniyle, bu kaynaklar ömür boyu kullanılamaz. İhtiyacımız olan bu kaynaklara alternatifler geliştirmek ve temiz ve sürdürülebilir enerji kaynakları bulup, bunların kullanımını artırmaktır. Continue Reading
Giriş Tarihi 1123 Son Güncelleme 0708 Yenilenemeyen enerji demek, sürdürülebilir olmayan kaynaklardan edinilen enerji demektir. Yani, tüketim oranı ölçüsünde yeniden oluşturulamayan ve yeniden kullanmaya uygun olmayan enerji kaynaklarına, yenilenemez enerji kaynağı denir. Yenilenemeyen enerji kaynakları genellikle doğada sabit miktarda bulunur ve doğanın onları yeniden üretebileceği süreden çok daha hızlı şekilde tüketilerek bitmektedir. Yenilenemeyen bazı enerji kaynakları Madenler Petrol kaynakları Metaller Yeniden dolmayan bazı yer altı suları Doğalgaz kaynakları Nükleer enerji kaynakları Yenilenebilir enerji kaynakları ise rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji, hidrolik enerji, dalgadan elde edilen enerji gibi enerji kaynaklarıdır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının ve yenilenemez enerji kaynaklarının kendine has farklı özellikleri vardır. YENİLENEMEZ ENERJİ KAYNAKLARI AVANTAJLARI Yenilenemez enerji kaynakları avantajları arasında ilk sırada, yenilenebilir enerji kaynaklarına kıyasla daha ucuza mâledilebilmeleri gelir. Yenilenemez enerji kaynakları ekonomik olmalarının yanında, aynı zamanda taşıma ve depolama bakımından da avantajlıdır. Yenilenemez enerji kaynaklarının başında gelenlerden biri olan doğalgaz, işlenmesi kolay ve ucuz olan bir kaynaktır. Petrol de yine yenilenemez enerji kaynaklarından biri olarak, kolay çıkarılan ve maliyeti düşük bir enerji kaynağıdır. Ayrıca petrol kaynaklarının çıkarıldığı ve işlendiği bölgelerde yaşayanlara istihdam imkânları da sağlanır. Kısacası yenilenemez enerji kaynaklarının avantajları daha çok maliyet ve emek bakımından ekonomik olmalarıdır. YENİLENEMEZ ENERJİ KAYNAKLARI DEZAVANTAJLARI Yenilenemez enerji kaynakları dezavantajları ise, avantajlarından daha çoktur. Bunların başında, çevreye verdikleri zararlar gelmektedir. Kömür, petrol, doğalgaz gibi yenilenemez enerji kaynakları başta olmak üzere, kömürün haricinde birçok başka madencilik faaliyetlerinin de yapıldığı yerde doğaya zarar verdiği bilinen bir gerçektir. Ayrıca kömür, doğalgaz ve petrol gibi kaynakların yoğun kullanımı ciddi anlamda hava kirliliğine neden olur. Yenilebilir ve yenilenemez enerji kaynaklarının karşılaştırılması durumunda, temel fark yenilenemez enerji kaynaklarının daha az maliyetli olmakla birlikte, çevreye ve insan sağlığına daha büyük zararlar verme potansiyeline sahip oldukları söylenebilir. YENİLENEMEZ ENERJİ KAYNAKLARI ÖZELLİKLERİ Yenilenemez enerji kaynakları, ya yalnızca tüketilir ve yerine yenisi üretilemez, ya da doğadaki yeniden üretim hızı, tüketilme hızından çok daha düşüktür. Böylece yenilenemez enerji kaynakları günün birinde tamamen tükenmek üzere sürekli olarak tüketim yoluyla azalmaktadır. Genellikle bir tür madencilik veya bir şekilde yerin altından çıkarma faaliyeti gerektirirler. Kaynaklarda bulunan miktarlar ve potansiyeller az çok bilinir veya tahmin edilebilir durumdadır. Büyük üretim tesislerine, pahalı teknolojik donanımlara gereksinim duyarlar. YENİLENEMEZ ENERJİ KAYNAKLARININ ÇEVREYE ETKİLERİ Yenilenemez enerji kaynaklarının çevreye etkileri bakımından değerlendirilmesi gereklidir, çünkü genellikle çevreye telafisi güç zararlar vermektedirler. Bu yönüyle yenilenemez enerji kaynakları son yıllarda birçok ülkenin gündeminde bir tartışma konusudur. Çevreye verdikleri zararlardan dolayı yenilenemez enerji kaynaklarının kullanımından vazgeçilerek, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına ağırlık verilmesi tartışmaları yapılmaktadır. YENİLENEMEZ ENERJİ KAYNAKLARI ZARARLARI Yenilenemez enerji kaynaklarının zararlarının başında, hava ve su kirliliği gibi çevresel sorunlara yol açmaları gelir. Kömür, doğalgaz ve petrol kaynaklı tüm enerji kullanımları, hava kirliliğine yol açan bazı gazların salgılanmasına neden olmaktadır. Aynı şekilde özellikle petrol enerjisi, hava kirliliğinin yanında toprak ve su kirliliğine de neden olur. Petrol çıkarılırken toprağa, denize veya çeşitli su kaynaklarına karışması durumunda bu kaynaklara çok ciddi zararlar verir. Petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil enerji kaynakları, kullanımları sırasında havaya karışan gazlardan dolayı insan sağlığına doğrudan zarar veren bir yapıya sahiptir. Ayrıca içinde bulunduğumuz yüzyılda en çok tartışılan çevre konularından biri olan küresel ısınmanın temelinde de yenilenemez enerji kaynaklarının kullanımı sonucunda havaya karışan zararlı gazların bulunduğu düşünülmektedir.
yenilenebilir enerji kaynaklarının olumsuz etkileri