Bu yazımızda sizlere Kene Gibi Yapışmak deyiminin anlamını açıklıyor ve örnek cümle içinde kullanımını gösteriyoruz. Anlamı ve Cümle içinde kullanımı ise şu şekilde; Kene Gibi Yapışmak deyiminin anlamı:Yakasını bir türlü bırakmamak; istenmediği hâlde, çıkar sağladığı için birinin peşini bırakmamak. PotKırmak Deyiminin Anlamı ve Pot Kırmak İle İlgili Cümleler Pot kırmak: Gaf yapmak, farkında olmayarak karşısındakini kıracak, incitecek söz söylemek. ÖRNEK: “Dikkatli ol, bir pot kırma sakın.” Pot kırmak anlamı , Pot kırmak ne demek Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı ya da söz dizimi içinde pml.malonis.buzz → Elena Doamna Galati Rezultate BAC 2013 Tchad. Kan aşağı vaftized ve dışarı şarkı sözleri Sosyolojinin Soruları Anekdotlar bir yana, lütfen görülmekle tanınanların düşünceleri ve eylemleri üzerinde herhangi bir etkiye sahip olmadan ‘ünlü olmak’ (yani tanınmak) ile dinlenilmekle karıştırmayın. Régis Debray’in ‘medyatik’in gücü (‘ medyanın kuralı’nın sıradanlığınkiyle eşsiz bir isabetli karışımı) ikisini boğarken ikilinin ilk Potbulmaca anlami.net sitemizde tüm resimli çengel bulmaca , kare bulmaca ve diğer bulmaca sorularını bulabilir ve arama bölümünden bulmaca cevapları ulaşabilirsiniz bulmaca çözerken bilmediğiniz cevaplara ulaşarak bunları öğrenebilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz ayrıca bulmaca çözmek Alzheimer riskinizi azaltır Vay Tiền Nhanh. Kırmak eş anlamlısı nedir, sitemizde eş anlamlısı, zıt anlamlısı, yakın ve anlamdaş kelimeler ve tüm resimli çengel bulmaca, kare bulmaca ve diğer bulmaca sorularını bulabilir ve arama bölümünden bulmaca cevapları ulaşabilirsiniz bulmaca çözerken bilmediğiniz cevaplara ulaşarak bunları öğrenebilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz ayrıca bulmaca çözmek Alzheimer riskinizi azaltır, Stresi azaltır, Sözlü becerileri geliştirir, Sosyalleşmenizi sağlar. bulmaca cevapları, kelime bulmaca, çengel bulmaca, kare bulmaca, halka bulmaca, bulmaca oyunları, cevapları, cevabı, eş anlamlısı, halk dilinde, halk ağzı, ne denir, parası, para birimi, mecaz, gazetesi, eski dil, eski dilde, bulmaca sözlüğü, mecazen, simgesi, imi, bir tür, tersi, karşıtı, kısa, bir, resimdeki, artist, yazar, oyuncu, sanatçı, mecazi, bulmaca, bulmacada, sözlüğü, anlamı, nedir, 2 3 4 5 6 7 8 9 harfli, ocak, şubat, mart, nisan, mayıs, haziran, temmuz, ağustos, eylül, ekim, kasım, aralık, kim milyoner olmak ister soruları ve cevapları, Kırmak eş anlamlısı nedir -A- Abacı kebeci Olur olmaz kimseler,ne olduğu belirsiz kişiler Abanmak Birine yük olmak,onun sırtından geçinmekAcemilik etmek Düşüncesizce hareket etmekAçık bono vermek Bir kimseye,istediği gibi davranma yetkisi vermek Adama benzemek Düzelmek,göze hoş görünmek Af buyurunuz Özür dilemeyi ifade eden bir deyim Agop'un kazı gibi yutmak Önüne konulan her yemeği çabuk yemek Ağız gevşekliği Sır tutmak haliAh edip eh işitmek Daima feryat etmekAk sakaldan yok sakala gelmek Çok yaşlanmak Alavere dalavere,Kürt Mehmet nöbete Bir işte bütün yükü, sorumluluğu yetersiz kişiye bırakma durumunda söylenir. Allah hakkı için Doğruyu söylemesi istenen kimseye verilen sözAmma da yaptın Olmayacak bir şey söyledin anlamında. Arabayı düze çıkartmak Sonunda işini kolaylaştırmak Astarı yüzünden pahalı Gerçek değerinden fazlaya mal olmak Aşüftelik etmek Hafif ve işveli davranmak Atma Recep din kardeşiyiz Biz birbirimizin ne olduğunu biliriz' anlamında kullanılır. Ayvaz kasap hepsi bir hesap Hepsi aynı hesaba geliyor anlamında. Azrail olmak Çok korkulu ve zorba olmak-B-Baba,baba değil iskele babası Saygı duyulmayan,hayırsız baba Başına feleğin tokmağı inmek Bir felakete uğramak Bela aramak Kavga sebebi yaratmak. Ben sarhoş,yolcu sarhoş Herkesin garip bir tutum içinde bulunduğunu anlatmak için kullanılır. Beyni sulanmak Bunamak. Bıyıkları balta kesmez olmak Güçlü olmak,kimseden korkmamak Bızdık Ufak çocuk Binin yarısı beş yüz o da ben de yok Düşünceli kimseleri avutmak için teselli mahiyetinde söylenir. Bir avuç toprak olmak Ölmek Bir çırpıda O anda Boşlamak İlgisiz davranmak,ilgiyi kesmek Boyunun ölçüsünü almak Biri tarafından ağzının payı verilmek Bulanık suda balık avlamak Karışıklıktan yararlanıp menfaatini kollamak Burnu kokuyu iyi almak Her şeyi önceden sezmek Büyüklük göstermek Bağışlamak Büyük söylemek Övünmek-C-Cafer ağanın abdest suyu Tatsız,tuzsuz Caka yapmak Gösteriş yapmak Cana işlemek Çok tesir etmek Can atmak Çok istemek Can ciğer Samimi Candan yanmış Adamakıllı tutulmuş Canı burnuna gelmek Bir işte çok eziyet ve sıkıntı çekmek Canını şeytana satmak Kötü işlerle uğraşmak Canın sağ olsun Bir ziyan için söylenen teselli sözü Ceddine okumak Soyuna sövmek Ceffel kalem etmek Hemen hüküm vermek Cephe almak Düşmanca hal takınmak Cıcığı çıkmak Çok hırpalanmak Ciğeri beş para etmez Değersiz kişi Cihan alem bilmek Herkes tarafından bilinmek Cin fikirli Çok zeki,açıkgöz Cumbadak dalmak Ani olarak girmek,dalmak Curcuna koparmak Gürültüyle çevreyi karıştırmak Curcunaya kalkmak Kavga ve gürültü çıkarmaya kalkmak-Ç-Çabalama kaptan ben gidemem Boşuna çabalama anlamında. Çaçaron Kavgacı,şirret Çağı geçmek Yaşlanmak Çala kalem Durmaksızın yazarak Çehresi atmak Rengi sararmak Çehre uzatmak Küsmek,somurtmak Çek arabanı Defol anlamında Çeşnisine bakmak Lezzetine bakmak Çevir kazı yanmasın Sözünü çeviren kimseler için söylenir. Çıkmaz ayın son çarşambası Belirsiz ve uzak zaman Çiğ süt emmiş olmak Soysuz ve namussuz olmak Çileden çıkmak Hiddetlenerek sabrın taşması Çizmeden yukarı çıkmak Haddini bilmemek Çoban kulübesinde padişah rüyası görmek Durumuna uygun düşmeyen büyük ve olmayacak hayallere kapılmak Çorbada tuzu bulunmak Emeği geçmiş olmak Çömlek hesabı Baştan savma hesap Çöpçatan çatmak Kısmet olmak Çürük tahtaya basmak Umduğunu bulamamak,aldanmak-D-Dağarcıkta bir şey kalmamak Her şeyi yitirmek Dalavere Oyun,hileli iş Davulu yarık Sır saklamayan,önüne gelene içini döken Dekbaz Hileci Demir gibi olmak Sağlam ve sıhhatte olmak Devede kulak Kıyaslanan şeyler arasındaki orantısızlığı belli etmek için kullanılır. Dırdır etmek Yerli yersiz söylenip durmak Dikili ağacı olmamak Malı mülkü olmamak Dili çetrefilli olmak Rahat ve düzgün konuşamamak Dilini zaptetmek Konuşmamak Dişini sökmek Zararsız hale getirmek Dokuz doğurmak Korkudan ve heyecandan bitmek Dolmaları yutmak Kanmak,aldanmak Dostlar alışverişte görsün Laf olsun diye iş yapanlar için söylenir. Döner taşım yok,öter kuşum yok Hiçbir şeye sahip olmamak Dört dirhem bir çekirdek Şık giyimli kimse Dudukuşu Geveze Dümen suyundan gitmek Karşısındakinin huyuna göre davranmak Dünyaya kazık kakmak Ölmemek-E-Ebussuut Efendi'nin gelini Eski moda giyinen kadın Eceline susamak Tehlikeli işlere girişmek Edepsizliği gündeliğe takılmak Edepsizliği alışkanlık haline getirmek Efendilik yapmak Saygılı hareket etmek Efendizadem Beyim anlamında bir hitap Eğrisi doğrusuna gelmek Uygunsuz yapılan işin tesadüfen uyumlu bitmesi Ekmeği dizinde Nankör Elemtere fiş kem gözlere şiş Nazar değmesin anlamında Eli çabuk Tez iş gören Emeği geçmek Bir işin yapılmasında yardımcı olmak Ensesinde boza pişirmek Çok eziyet çektirmek Ermeni gelini gibi Daima kırıtan,süzülen kadınlar için yapılan benzetme Ervahlarına yuf olsun Sövgü Eski çamlar bardak oldu Şartlar değişti anlamında kullanılır Eşek hoşaftan ne anlar Anlayışsız,zevksiz insanlar için söylenir. Etek belde Kıvrak ve becerikli Ev açmak Ayrı ev tutmak Eyere de gelir semere de Bütün işlere yarar anlamında Ez ez de suyunu iç Hiç yararı olmayan bir işi tenkit etmek için kullanılır. Ezilip büzülmek Aşırı sıkılgan davranmak-F-Fahiş faize batakçı müşteri Benzer kişilikteki insanlar birbirini kolay bulur manasında Faka basmak Güç duruma düşmek Falcı değilim ya Ben olacağı bilemem anlamında Fare düşse başı yarılır Bir yerin yoksulluğunu anlatmak için kullanılır. Farfara Ağzında sır tutamayan kimse Fasulye gibi kendini nimetten saymak Kendine olduğundan fazla değer vermek Feleğin çemberinden geçmiş Tecrübeli,bilmiş Felekten bir gün çalmak Eğlenceli bir gün geçirmek Ferteği çekmek Kaçmak Fesat kumkuması Hep kötülük düşünen Fıkırdamak Kesik kesik gülmek Fıldır fıldır aramak Israrla ve telaşla aramak Fırın süpürgesi Zayıf,uzun boylu kimse Fincancı katırlarını ürkütmek Kötü niyetli kişileri ürkütecek hareketlerde bulunmak Fitil almak Öfkeyle parlamak Fol yok yumurta yok Herhangi bir sebep veya ilişki bulunmaması Forsu kırılmak İtibar ve onuru sarsılmak Fukara babası Fakirleri kollayan kimse Fütur getirmek Umutsuzluğa ve çaresizliğe düşmek-G-Gafil baş,düşmana eş İşlerinde hazırlıksız olan insan her zaman zor duruma düşebilir Gagasından yakalamak Zayıf noktasından yakalamak Gavur ölüsü Oldukça ağır Gavurun tembeli keşiş,Müslüman'ın tembeli derviş Kendini büsbütün ibadete verip,dünyadan elini eteğini çeken kişiler için kinaye yollu söylenir. Gazali rana Güzel,hoş ceylan gibi sevgili anlamında Geçmişi kandilli Sövgü Gemi aslanı Gösterişli,işe yaramayan adam Geyik etine girmek Erginleşmek Gırtlağından kesmek Yiyecek parasını kısıtlamak Giderayak Gitmek üzereyken Girye bana hande sana Önce karşısındakini düşünen kimsenin kullandığı bir deyim Giydirmek Azarlamak Gök demir,yer bakır İmkansızlıklar ve umutsuzluklar içinde bulunuşu anlatır. Gömlek değiştirmek Tutum ve görüşlerini değiştirmek Göründü Sivas'ın bağları Gerçekleşmesi beklenen bir şeyin ortaya çıktığına dair olanaklar belirdiğinde kullanılır. Göz nuru dökmek Yapılan işte göz emeği bulunmak Güvendiği dağlara kar yağmak Güveni sarsılmak -H-Habbeyi kubbe yapmak Önemsiz bir şeyi büyütmek Haber vermek Bildirmek Hak getire Yoktur anlamında Halep ordaysa arşın burada Yapacağını yap anlamında sitem Ham ervah Kara ruhlu kimse Hangi peygambere ümmet olacağını şaşırmak Kimin sözünü ve yolunu tutacağını,ne yapacağını şaşırmak Hat çekmek Önemsememek Hatun Eski zaman beylerinin,hanımlarına olan hitabı Haymana öküzü Hımbıl ve tembel kimse Hazır mezarın ölüsü Hep hazıra konmak isteyen tembel kimseler için gün papaz pilav yemez Hep aynı şeyler yapılamaz Her işin hakkından gelmek Her işi başarır olmak Her tarakta bezi olmak Her işle ilgili olmak Hesaptan düşmek Yok saymak Hır gür Kavga Hiçe saymak Hiç değer vermemek Hindi gibi kabarmak Övünmek,böbürlenmek Hokka gibi oturmak Dikilen elbisenin tam üzerine uyması Hoşbeş etmek Sohbet etmek Hödük Görgüsüz,anlayışsız kimse Hükümet sürmek Ülkeyi yönetmek Hüt dağı gibi şişmek Karnı şişmek-I-Icığını cıcığını sormak Bütün ayrıntıları öğrenmek Ikına sıkına Güçlükle Ikınıp sıkınmak İş yapmak için kendini zorlamak Ilıca ördeği Sıcağa ve rahata düşkün Irağı yakın etmek Güçlükleri ortadan kaldırmak Irgat gibi çalışmak Çok çalışmak Irgat pazarına döndürmek Bir yeri dağınık ve karışık hale sokmak Isınmak 1-Alışmak,2-Sevmek Isıtıp ısıtıp önüne koymak Bir konuda ikide bir söz açmak Iska geçmek Atlamak Iskartaya çıkmak Eskimek Islak tavuk Miskin kadın Islatmak Dövmek Işık göstermek Yol göstermek Ivır zıvır Önemsiz şeyler-İ-İbibullah sivri külah Yapayalnız,varlıksız olan kimse İbiş gibi Alığa benzer İcabına bakmak 1-Gerekeni yapmak,2-Ortadan kaldırmak İç fırtınasına tutulmak Morali bozulmak İç güveysinden hallice Durumu şöyle böyle İfrit yardağı Kötülüğe yardımcı olan İğne yutmuş Çok bitkin ve sıkıntılı kişi İkisini bir kazana koysan kaynamazlar Birbirine zıt insanları anlatmak için kullanılır. İki yakası bir yere gelmez Bir türlü düzene kavuşamaz İlk göz ağrısı İlk sevilen İmana gelmek Merhamete gelmek İngiliz tabancası gibi kurulmak Çalım satmak,kasılmak İpe un sermek Gevşemek,bahane uydurup işten kaçınmak İp korkusunu boynuna almak Ölümü göze almak İpliği pazara çıkmak Herkese rezil olmak İstemem yan cebime koy Rüşvet konusunda alay yollu söylenir İşi sıkışık olmak İşi çok ve külfetli olmak İtsiz köye dönmek Sakinleşmek,tenhalaşmak İyiden iyiye Adamakıllı İyi gün dostu İyi günlerde ortaya çıkan İzi belirsiz olmak İz bırakmadan kaybolmak-K-Kabak tadıvermek Devamlı,ısrarlı bıktırmak Kabasını almak Bir yerin temizliğini üstünkörü yapmak Kaçın kurrası Birinin hiçbir oyuna gelmeyecek kadar açık göz, akıllı olduğunu anlatmak için kullanılır. Kağıt üzerinde kalması Bir anlaşmanın resmiyette kalması,tatbik edilmemesi Kaleyi içinden fethetmek Meseleyi karşı taraftan birinin yardımıyla halletmek Kalp ağrısı Aşk acısı Kamburu çıkmak Çok çalışmış olmak Kan akıtmak Kurban kesmek Kan çanağı gibi Çok kızarmış Kan ter içinde kalmak Çok yorulmak Kapağı atmak Gitmek,yerleşmek Kapısını aşındırmak Çok gidip gelmek Kara gün dostu İnsana sıkıntılı günlerinde yardım eden gerçek dost Kaşının altında gözün var dememek Yaptığını beğenmemek,takdir etmemek Kedi ile harara girmek Geçimsiz biriyle ortaklık etmek Kendine yontmak Karşısındakileri düşünmeden kendi çıkarına göre davranmak Kıç atmak Pek istemek Kınalar yakmak Çok sevinmek Kimi kimsesi Yakınları Kimseye eyvallah etmemek Kimseye minnettar kalmamak Kimya gibi Az bulunur Kont gibi Yakışıklı ve şık giyinmiş Korkuluk Gereksiz ve yararsız kimse Körün istediği bir göz,Allah verdi iki göz Hayal ettiğinden daha fazlasına kavuşan kişiler için kullanılır. Kör şeytanın işi yok Hep aksilikle karşılaşan kişiler tarafından sitem yollu olarak kullanılır. Kurdu koyunla barıştırmak Kötü biriyle saf birini uzlaştırmak Külçe gibi oturmak Yorgunlukla çökmek Kül yutmak Kandırılmak,oyuna gelmek-L-Laçka olmak Eskimek,işe yaramaz halde olmak Laf altında kalmamak Karşısındakinin sözünün altında kalmamak Laf ebesi Çok konuşan kimseler için kullanılır. Lakke yapmak Başkasının hakkını çalmak Lala paşa eğlendirmek Nazik kişileri eğlendirmeye çalışmak Lamı cimi yok Bir konu üzerinde itiraz kabul etmediğini bildirmek için kullanılır. Leb demeden leblebiyi anlamak Anlayışlı,zeki olmak Leke sıçratmak Bulandırmak Leşini çıkarmak Kıyasıya dövmek Leyleği havada görmek Çok dolaşanlara söylenir Limoni tabiatlı Mızmız Lodosa tutulmuş gibi bocalamak Ne yapacağını kestirememek Lokman hekimin ye dediği Güzel,tatlı şey Lop yumurta Kaynamış yumurta Lügat paralamak Anlamını bilmediği halde,bilgiç konuşmak Lülüye gelmek Aldanmak Lüpe konmak Değerli bir şeyi emek harcamadan ele geçirmek-M-Maça beyi gibi kurulmak Saygısızca,kasılarak oturmak Madrabaz Çıkarını hileli yollardan sağlayan kimse Mahalle çocuğu Eğitimsiz çocuk Makaraya takmak Alaya almak Marsık Çok esmer kimse Merak getirmek Kara sevdaya tutulmak Meryem Ana kandili gibi Soluk belirsiz anlamında Meşe odunu Kaba,anlayışsız adam Meydan vermek Fırsat vermek Mısır'daki sağır sultan bile duydu Duymayan kalmadı anlamında Mızrağı çuvala sığdıramamak Gerçeğin asla saklanamayacağı anlamında kullanılır. Mis gibi burnunda tütmek Çok özlemek Miskinler teknesi Tembellerin toplandığı yer Mürai Art düşünceli kimse Mürekkebi kurumamak Daha pek yeni olmak Mürekkep yalamış Okuyup,yazmış kimse Mürüvvetini görmek İyi ve mutlu günlerini görmek Müslüman adam 1-Dindar kişi,2-Doğruluktan ayrılmayan kimse-N-Nabzını yoklamak Karşısındakinin ne düşündüğünü anlamaya çalışmak Nalına mıhına vurmak Ne yapacağını kestirememek Namı nişanı kalmamak Yok olmak,unutulmak Nanpareye muhtaç olmak Pek yoksul olmak Nargile suyu Tatsız içecek Nazı geçmek İsteği geri çevrilmeyen kimse Ne ala memleket Uygunsuz yapılan işleri kınamak için söylenir Neci oluyor Ne karışıyor anlamında Nefsine yedirememek Bir şeyi hazmedememek,kabul etmemek Nevri dönmek Çok sinirlenip,bunun yüzünden belli olması Ne yüzle Ne cesaretle anlamında Nispet vermek Onu üzecek şekilde gösteriş yapmak Nobran Kaba,sert,kırıcıkimse Noktası noktasına Tastamam Nuh gemisi Her çeşit insanın toplandığı yer Nuh nebiden kalma Çok eskiden kalma Nur topu gibi Güzel,şişman,beyaz çocuk Nur yüzlü Temiz yüzlü kimse Nutku tutulmak Üzüntüden,korkudan konuşamamak -O-O bir düşeş O talih sonucu ele geçirilmiştir anlamında O gün bugün O gündenberi Oh demek Rahat etmek Ok gibi ciğerine işledi Yapılan bir hareketin çok üzmesi Ok yaydan çıktı Vazgeçemeyeceği bir işi yapmak Olmuş armut gibi eline geçmek Kolaylıkla,yorulmadan elde etmek Onun ipiyle kuyuya inilmez Güven olmaz anlamında Oralı olmamak Önemsememek O saat O anda O tarakta bezi olmamak İlişkisi olmamak Oynak Hafif meşrep kadın Oyun etmek Hile yapmak,aldatmak Oyunun sakalı bitmek Bitmiş olayları anlatan bu deyim,genellikle Karagöz oyunlarının sonunda dünyayı boylamak Ölmek Öfke topuğa çıkmak Çok öfkelenmek Öksüz babası Öksüz ve yoksulları koruyan adam Öküz boyunduruğa bakar gibi bakmak İstemeden,mecburen bakmak Ölçüsünü bildirmek Haddini bildirmek,cezasını vermek Ömür adam Hoşsohbet adam Önünü almak Durdurmak Öp babanın elini Sürpriz bir durum karşısında yaşanan şaşkınlığı anlatmak için kullanılır Örümcek kafalı Eski kafalı,yeniliklere uyum gösteremeyen Ötmek Durmadan anlamlı,anlamsız konuşmak Öve öve göklere çıkarmak Çok övmek Öyle başa böyle traş Alakasız durumları belirtir. Özü sözü bir Verdiği sözleri tutan dürüst kimse-P-Pabucuna kum dolmak Engelle karşılaşmak Paçaları sıvamak Hazırlanmak Paha biçmek Değerini ölçmek Pancar kesilmek Mahcup olup kızarmak Paparayı yemek Paylanmak,azar işitmek Paraya para dememek Kazancı bol olmak Para peşin kırmızı meşin Alışverişin peşin olduğunu anlatır Patentasının altına almak Egemenliği altına almak Pestil gibi olmak Çok yorgun ve halsiz olmak Peşkeş çekmek Bir iş yaptırmak için,kendine ait veya başkasına ait bir şeyi hediye etmek Pılı pırtı Eski püskü,değersiz eşya Piç etmek Bozmak,işe yaramaz hale getirmek Pişmiş aşa soğuk su katmak Yapılmakta olan bir işi bozmak Piyasaya düşmek 1-Çok bulunur olmak,2-Orta malı olmak Postal Düşkün kadın Put kesilmek Sessiz ve hareketsiz kalakalmak Püsküllü bela Kişinin başını derde sokan kişi veya durum-R-Rabbime emanet Herhangi bir şeyin,kimsenin korumasını tanrıya bırakmak Rafta kurabiye var ama size göre değil İşinize yaramaz anlamında Rahat yüzüne hasret kaldı Huzursuz olmak,rahat edememek Ramazan keyfi Oruç tutanlardaki sinirlilik hali Rengi atmak Çok heyecanlanıp solmak,sararmak Rengi olmamak Silik olmak Renk senfonisi Birbiriyle uyuşan renkler bütünü Rest çekmek Kesinlikle kabul etmemek Rızkını taştan çıkarmak En zor şartlarda bile geçimini sağlamak Rufailer karışır İşin karmaşıklığını anlatır Ruhu bile duymaz Yapılan bir işten hiç haberi olmaz anlamında Ruhuna hitap etmek Herhangi bir şeyden çok etkilenmek Rüya gibi Gelip geçici şeyleri anlatmak için kullanılır Rüyasında görse hayra yormaz Olacağına ihtimal vermemek Rüzgar ekip fırtına biçmek Yapılan kötülüğe karşı daha büyük kötülüğe uğramak Rüzgar gelecek delikleri tıkamak Her türlü tedbiri almak-S-Saat gibi Düzgün çalışan Saat on bir buçuğu çalmak Yaşı çok ilerlemek Sacayak olmak Üç kişi bir araya gelip çok samimi olmak Saçı uzun,aklı kısa Düşüncesiz,aptal Sağlam ayakkabı değil Güven duyulacak kimse değil, doğruluğu konusunda şüphe duyulur Sakala soğan doğramak 1-Aldatmak,2-hakaret etmek Saman gibi Tatsız,tutsuz Sapı silik Serseri Sarı Yahudi Paraya düşkün kişi Sazına bülbül koymak Çok güzel çalmak Sefalar getirdiniz Eskiden çok kullanılan,hoş geldiniz sözü Sel önünden kütük kapmak Zor bir iş başarmak Sen sağ ben selamet Yapacak bir şey kalmamak Sıtma görmemiş ses Gür ve kalın sesli Sidik yarışı Gerekli gereksiz rekabete girmek Söyleye söyleye dilimde tüy bitti Çok öğüt verdiği halde sözü dinlenilmeyen insanların içinde bulunduğu durumu anlatır. Sütüne havale etmek Karakterine,insanlık duygusuna bırakmak-Ş-Şafak atmak Korkmak,şaşırmak Şahbaz Becerikli ve çevik Şapa oturmak Çaresiz kalmak Şaşkın bakkal Hesabını şaşıran kimse Şerbetli Kötü işler yapmayı huy edinmiş kimse Şeşi beş görmek İyi görmemek,yanılmak Şeytan çekici Sevimli ve akıllı çocuk Şeytan diyor ki İçinden zararlı bir şeyler yap diyen ses Şifayı kapmak Hastalanmak Şimşek gibi Büyük bir hızla Şirret karı Geçimsiz,huysuz,yaygaracı kadın Şom ağızlı Kötümser,olayları devamlı kötüye yoran kimse Şöhreti afakı tutmak Herkes tarafından bilinir hale gelmek Şöyle bir bakmak 1-Üstünkörü,2-İnceler gibi manalı bakmak Şunu bunu bilmem Mazeret kabul etmem,özür dinlemem-T-Taban çekmek Gitmek Tabanvayla gitmek Yürümek Tadını kaçırmak Zevkini bozmak Takıp takıştırmak Çok süslenmek Talihi yar olmak Şansı yardım etmek Tantuna gitmek 1-Öldürülmek,2-Belaya uğramak Tasamın on beşi Umrumda değil anlamında Taş yağar,kıyamet kopar Felaketli,korkunç zaman Taş yürekli Acıması olmayan kimse Tavşan boku Ne faydası,ne de zararı olan kimse Tebeşire peynir bakışlı İyi göremeyen,şaşı Tencere yuvarlanmış,kapağını bulmuş Birbirine uygun,eşit şeyleri anlatmak için kullanılır. Tiği teber şahı levent Her şeyini tüketmiş kimseleri anlatmak için söylenir. Tosunum Gürbüz kimseler için kullanılır Tut kelin perçeminden Boşuna uğraşma,onda yok anlamında… Tüy dikmek Kötü bir durumu daha çok kötüleştirecek harekette bulunmak -U-Ucu dokunmak Herhangi bir işten zarar görmek Uç vermek Görünmek,yetişmek,belirmek Ufağını tefeğini toplamak Kendine ait ne varsa toplamak Ufuk açılmak Yeni imkanlar belirmek Ulan Nefret,öfke ifade eden bir hitap şekli Ulu orta konuşmak Düşünmeden söylemek,rastgele söylemek Ununu elemiş eleğini duvara asmış Yapacağını yapmış Utandınsa yüzüne kalbur tut Utanmanın gereksizliğini anlatır Uyku ölümün kardeşidir Uyuyan kimsenin dünya ile ilgisi kesilir. Olup bitenden haberi olmaz. Uzağı görmek Bir işin sonucunu,nasıl gelişeceğini önceden tahmin hareket boylu Ayrıntıları hesap ederek,etraflıca düşünmek. Uzun uzadıya Çok ayrıntılı olarak Uzun yaşın ahiri ölüm Ne kadar uzun yaşanırsa yaşansın,bütün canlılar bir gün mutlak öleceklerdir-Ü-Ücüğünden cücüğüne Bütün yönleriyle Üç aşağı,beş yukarı Belirlenmiş bir sayıdan biraz fazla veya biraz az olarakÜçe beşe bakmamak Çok fazla pazarlık etmeden alışveriş yapmak Ümidi boşa çıkmamak Beklediğini,umduğunu bulmak Üsküdar dolmuşu gibi birbirinin üzerine Çok kalabalık yer Üst perdeden başlamak Ağzını bozmak Üstünde durmak Israr etmek Üstüne almak Ödev olarak kabul etmek,bilmekÜstüne basmak Konuya değinmek Üstüne varmak Öfkelendirecek söz veya harekette ısrar etmek Üstüne vurmak Eklemek Üstünüze iyilik sağlık Hastalıkla ilgili konuşurken söylenir Üvey evlat muamelesi görmek Ayrı ve hor görülmek Üzerine tuz biber ekmek Bir kimsenin acısını fazlalaştıracak, derdini derinleştirecek davranışlarda bulunmakÜzerinize afiyet Ben etkilememesini dilerim. Üzüm üzüm üzülmek Çok üzülmek Üzüm yemek değil,bekçi dövmek Önemli işler dururken vakit öldüren kişiler için gelmek Ömrünün sonuna gelmek Vakit geçirmek Gereksiz işlerle uğraşmak Vakit nakittir Zaman en değerli varlığımızdırVara yoğa karışmak Her şeye karışmak Vardığın yer körse,sen de gözünü kapa İnsanlar,çevresindekiler ile iyi ilişkiler kurmak isterlerse onlara uymak zorundadırlarVar kuvveti pazuya vermek Kolunun kuvvetine güvenmek. Vebali boynuna Günahı ona ait anlamında Veledizina Babası belli olmayan Verilmiş sadakası olmak Bir belayı,kazayı zarar görmeden atlatmak Vık dedirtmemek Ses bile çıkarttırmamak Vız gelip tırıs gitmek Hiç aldırmamak Vız gelmek Önemsiz görünmek,aldırış etmemekVidin kalesi gibi metin olmak Dayanıklı ve sabırlı olmakVoli vurmak Vurgun vurmak Voyvoda kesilmek Zalim olmak. Vur abalıya Sessiz ve sakin kimselere yapılan zulüm ve haksızlığı belirtmek için kullanılır. Vur patlasın çal oynasın Büyük eğlenceler için güç Çok etkili silahlarla donatıldığı için savaş gücü yüksek askeri birlikVuslat kıyamete kalmak Kavuşma ümidi olmamak Vücuda getirmek Var etmekVücudunu ortadan kaldırmak Öldürmek-Y-Yabana atmak Dikkate almamak Yabana söylemek Saçma ve yersiz konuşmak Ya bu deveyi gütmeli,ya bu diyardan gitmeli Mecburi durumlarda bir işin mutlaka yapılması gerektiğini belirtmek için devlet başa,ya kuzgun leşe Büyük bir zafer için her tehlikenin, hatta ölümün bile göze alındığını belirtir. Yağmur olsa kimsenin tarlasına yağmaz Kimseye faydası ve yardımı yoktur anlamında. Ya herro,ya merro Seçim yapılması gereken durumlarda söylenir. Yahudi pazarlığı Kıyasıya yapılan pazarlık Yakadan geçirmek Evlat edinmekYaka paça Hırpalayarak Yalancı pehlivan Sözde kahraman Yalova kaymakamı Değersiz olduğu halde çalım satan kişilere var diye bağırmak Bir şeyden çok bıkmak,bezmekYaptığını bilmemek Aklı başında olmamak Yediği naneyi kokutmak Uygunsuzluğunu ortaya koymakYel kayadan ne alır İmkansız bir durumu belirtmek için kullanılır. Yıldırım gibi Büyük bir hızla. Yıldızı parlamak Şans yüzüne gülmek Yiyip bitirmek 1-Onmaz hale getirmek, 2-Devamlı eziyet etmek Yobaz Kaba,sofu. Yolu düşmek Bir rastlantı sonucu gelmek. Yosma Güzel ve süslü kadın Yuf ervahına Lanet olsun anlamındaki bir karşı çıkma sözü. Yüreği geniş olmak Gamsız olmak,her şeyi kaldırabilmekYürekte var,elde yok Yetenekli olup,imkansızlıklar yüzünden bunu geliştiremeyen insanlar için yüze gelmek Karşılaşmak-Z-Zahmet çekmek Eziyet ve yorgunluğa düşmek Zahmet etmek Yorulmak. Zartalos Yellenmek Zebunu olmak Birine çok düşkün olmak Zehir etmek Tadını kaçırmak Zehir zemberek Çok acı Zembereği boşanmak Uzun uzun gülmek Zerre kadar Yok denecek kadar Zevahiri kurtarmak Bir işi yarım yamalak yapıp eleştiri almamak Zeval bulmak Yok olmak. Zıvanadan çıkmak Çok öfkelenmek Zihne dank etmek Uzun zamandır anlaşılamayan bir şeyi,herhangi bir olayın araya girmesiyle birdenbire anlamakZil gibi Parasız ve aç Zilleri takıp oynamak Çok sevinmek Zilsiz oynamak Çok sevinmek Zokayı yutmak Aldatılmak Zurnacının karşısında limon yemek Uygunsuz bir davranışta bulunarak,çalışamaz hale getirmekZurnayı biz çaldık,parsayı o topladı Haksızlık edip hazıra konanlar için tesellisi Boş,yersiz avutma Zümrüt gibi Yemyeşil DİĞER DEYİMLER VE HİKAYEYLERİ İÇİN TIKLAYINIZ... Kırmak kelimesinin es anlamlisi 3 adet karşılığı bulunmaktadır. Kırmak ile aynı anlama gelen eş anlamlı kelimeler aşağıdaki gibidir; Kırmak sözcüğüne ait eş anlamlı kelimeler döndürmek, incitmek ve kaçmak sözcükleridir. Bu kelimeler birbiri yerine kullanılabilir. İlginizi çekebilecek diğer kelimeler Kepaze kelimesinin es anlamlisi Kepaze kelimesinin es anlamlisi 3 adet karşılığı bulunmaktadır. Kepaze ile aynı anlama gelen eş anlamlı kelimeler aşağıdaki gibidir; Kepaze sözcüğüne ait eş anlamlı kelimeler gülünç, rezil ve utanmaz sözcükleridir. Bu kelimeler birbiri yerine kullanılabilir. Kavi kelimesinin es anlamlisi Kavi kelimesinin es anlamlisi 3 adet karşılığı bulunmaktadır. Kavi ile aynı anlama gelen eş anlamlı kelimeler aşağıdaki gibidir; Kavi sözcüğüne ait eş anlamlı kelimeler dayanıklı, güçlü ve zorlu sözcükleridir. Bu kelimeler birbiri yerine kullanılabilir. Pupa yelken ilerlemek deyiminin anlamı * Yelkenlerin arkadan esen rüzgârla dolması. * Hiçbir şeye bağımlı olmadan. Örnek Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu.” S. F. Abasıyanık Örnek 2 Batı’da bilimsel araştırmalar, dramatik icat ve keşifler, pupa yelken ilerliyor. T. Halman Örnek 3 Pupa yelken açıldık denize. Papara yemek deyiminin anlamı ve hikayesi * Çok azarlanmak, iyice azar işitmek. Papara Orta oyununda zurnanın adı, sütle ıslatılarak yenen ekmek. Papara yemek deyiminin hikayesi Eskiden de nüfusu çok olan İstanbul’a bazen ekmek deniz yoluyla başka illerden getirilirdi. Çuvallara doldurulan sıcak ekmekler, ezilerek hamura döner, Köprü’den Beykoz’a gelinceye dek de deniz suyunu yiyerek iyice ekmeklikten çıkar, tadını değiştirirdi. İskeleden Beykoz’daki ilköğretim okulu olan Darü’leytam gelinceye dek de bir kez daha yoğrulup çuvalların ipliklerine yapışırdı. Bu hamur topaklarını çocuklar yiyemeyeceğinden bunlardan papara’ yapılırdı. İçinde upuzun iplik parçaları bulunan hamur topaklar, kazanlara doldurularak üzerine biraz yağ karıştırılmış kaynar su boca ediliyor, iyice karıştırılarak bir kez daha hamur hâline getirildikten sonra karavanalara doldurulup yemekhanelere gönderilirdi. Bu yüzden Beykoz Darüleytamı’nm paparası çocuklar arasında çok ün kazanmıştı. Böylece çocuklar, kendilerine karşı olan her türlü olumsuz davranışı papara yemek deyimiyle açıklar olmuşlardı. Pabucu dama atılmak deyiminin anlamı ve hikayesi * Daha iyisi bulununca vazgeçilmek. * Kendisinden üstün birinin çıkmasıyla gözden düşmek, değer ve itibarını kaybetmek. * Herhangi bir konuda geçilmek,aşılmak. * Ahi teşkilatında hileli iş yapanlara verilen dükkan kapatma veya işten men etme cezası. Örnek Yeni bir elektrikçi aldılar, desene Murat’ın pabucu dama atıldı. Pabucu dama atılmak deyiminin hikayesi Eskiden Ahilik teşkilatı bugünün TSE’sine benzer bir işlev görürlerdi. Bir müşteriden bir şikâyet geldiği zaman, şikâyet edilen dükkâna gidilir ve şikâyetin haklı olup olmadığı İncelenirdi. Eğer haklı bir şikâyetse, her branş için ayrı bir ceza uygulanırdı. Ayakkabıcı esnafı için uygulanan ceza ise, bozuk ayakkabıların alınıp dükkânın damına atılmasıydı. Böylece o dükkânın bozuk mal ürettiği anlaşılır ve esnaf çok müşteri kaybeder, zarar ederdi. Parmağını bile oynatmamak deyiminin anlamı * Hiç tepki göstermemek, kayıtsız kalmak. * Duymazdan gelerek yardımda bulunmamak. Örnek Beni dövdüler ama o parmağını bile oynatmadı. Parmak basmak deyiminin anlamı * Önemli bir noktaya dikkat çekmek. * İmza yerine parmağı mürekkebe batırmak genellikle sağ elinin başparmağının ucuna mürekkep sürerek, imza yerine geçmek üzere, bir yere bastırmak. Örnek Ücret artışı konusuna parmak basmak kimsenin aklına gelmemişti. Örnek 2 “Ben bu dileğin altına bilmem kaç kuruşluk pul yapıştırtıp, binlerce yurttaşa parmak bastırtıp yirmi metre uzunluğunda bir dilek kâğıdı olarak size sunabilirdim.” N. Hikmet Örnek 3 Bu arada benim öteden beri gözüme çarpan bir noktaya şimdi parmak basacağım. B. Felek Parmak ısırtmak deyiminin anlamı * Kıskandırmak. * Herhangi bir davranışıyla şaşırtmak, şaşkınlık vermek. Örnek Yaptığım tatlıyı görünce parmaklarını ısıracaklar. Parmak kadar deyiminin anlamı * Küçücük. * Yaşça pek küçük, henüz çocuk. Örnek Parmak kadar çocukla iş yapılır mı? Parmak kaldırmak deyiminin anlamı * Bir toplulukta tek parmağı havaya kaldırıp söz almak. * Sınıfta ya da bir toplantıda, söz istemek anlamına gelmek üzere, işaretparmağını açık bırakıp öteki parmakları kapalı tutarak eli yukarı kaldırmak. * Olumlu oy vermek için el kaldırmak. Örnek Parmak kaldırarak söz istemeyi öğrenin artık! Parmakla gösterilmek deyiminin anlamı * Az ya da değerli olduğu için dikkat çekmek. Kişiler için de kullanılır. * Az bulunmak. * Çok ünlü bir kimse olmak. Örnek Eskiden liseyi bitiren parmakla gösterilirdi. Örnek 2 Artık çevresinde parmakla gösterilen biri olmuştu. Örnek 3 İbrahim, çevresinde parmakla gösterilen bir adamdı. Parmaklarını yemek deyiminin anlamı * Yemeği çok beğendiğini ifade etmek için kullanılır. * Bir yemeğin çok lezzetli olduğunu anlatmak için kullanılır. * Yenilen şeyin çok güzel ve lezzetli olması. Örnek Böreği değil, parmaklarımızı yedik âdeta. Örnek 2 Makarna o kadar güzeldiki parmaklarımı yedim. Parsayı toplamak deyiminin anlamı * Bir yerdeki bütün kazancı almak. * Verilen emek karşılığını, emek veren değil, bir başkası almak. Örnek Biz durmadan çalışalım parsayı da başkası toplasın olmaz öyle şey! Partiyi kaybetmek deyiminin anlamı * Kazanmak istediği bir mücadeleyi kaybetmek. * Bir kazancı karşındakine kaptırmak. * Başkasıyla çekiştiği bir konuda yenilmek. Örnek “Kızın gözlerinden damla damla yaşlar akıyordu. İmam partiyi kaybediyordu.” H. E. Adıvar Pusulayı şaşırmak deyiminin anlamı nedir * Yönünü kaybetmek. * Doğru tutum ve davranışlardan ayrılmak. * Doğruluktan dürüstlükten, doğru tutum ve davranıştan ayrılmak. * Güç bir duruma düşerek ne yapacağını bilemez olmak. Örnek İyice pusulayı şaşırmadan uyarmalıyız onu. Örnek 2 “Aramızda bir profesör, bir de doçent vardı, hepimiz çoktan pusulayı şaşırmıştık.” B. R. Eyuboğlu Pusuya düşmek deyiminin anlamı * Kendisine kurulan tuzağı fark edemeyerek zarar görmek. * Tuzağı kuran kimsenin saldırı alanı içine girmek. Örnek Eyvah, pusuya düşürdüler bizi! Put gibi durmak deyiminin anlamı * Hareketsiz, hiç kımıldamayan. * Kımıltısız, sessiz, anlamsız bir bakışla. Put kesilmek deyiminin anlamı * Sessiz ve hiç kıpırdamadan durmak. * Donuk, sessiz ve kımıltısız bir durum almak, put gibi durmak. Örnek Onun bağırmasıyla herkes bir anda put kesildi! Örnek 2 Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor.” A. H. Tanpınar Püf noktası deyiminin anlamı ve hikayesi * Bir şeyi yapmak için en önemli husus. * Bir işin en ince, en önemli, en can alıcı yeri. Püf noktası ile ilgili cümleler – Çınar ağacının büyümesinin püf noktasını öncesinde öğrenmiştir. – Yemek yaparken püf noktasına dikkat edilmeli yoksa o lezzet yakalanamaz. – Mesleğin ustası olacaksan işin püf noktasını öğrenmekle başlayacaksın. – Her işin bir sırrı vardır püf noktasına dikkat ederek yapılır. – Elektriği düşürmek için püf noktasını bilmeli. – Dondurma yemeninde bir püf noktası vardır. Püf noktası deyiminin hikayesi Zamanın birinde bir çömlek ustası ve çırağı varmış. Çırak bir gün artık usta olduğunu iddia ederek kendine dükkân açmaya karar vermiş ve bunu ustasına söylemiş. Usta ise, “Evladım sen daha bu işin püf noktasını bilmiyorsun.” deyince çırak bir şey anlamamış ve ustasının onu kaybetmek istemediği için bir şeyler uydurduğunu düşünerek gidip dükkânı açmış fakat yaptığı tüm çömlekler bir süre sonra çatlıyor, o ise bunu engellemek için ne yapsa olmuyormuş. Sonunda dayanamayarak ustasına gidip bu durumu sormuş. Usta, “Sen beni dinlemeyerek gittin fakat ben sana bu işin püf noktasını öğreteyim.” diyerek çömlek tezgâhına oturmuş, çömleği yaparken ara sıra çömleğe hızlıca “Püff” diyerek üflüyor ve çamurun içinde hava kabarcıkların patlatarak, ileride çanağın çatlamasına yol açmalarının önüne geçiyormuş. Pabuç bırakmamak deyiminin anlamı * Pes etmemek, bir mücadelede yenilmemek. * Hiçbir şeyden korkmamak, çekinmemek, yılmamak. * Yapacağı bir işten, korku sebebiyle vazgeçmemek, aldırmamak, korkmamak, yılmamak. Pabuç bırakmamak ile ilgili cümleler – Ben öyle olur olmaz insanlara pabuç bırakmam. – Adam çok esleyip gürledi ama ben pabuç bırakmam. Pabuç pahalı deyiminin anlamı * Zor bir durum içine düşmek. * Bir kimsenin uğraşmaya kalktığı kişinin kendinden güçlü, dişli çıkması durumunda söylenir. * Herhangi bir durumun ya da girişilen bir işin sonunda zararlı çıkma olasılığı bulunduğunu belirtir. * Can güvenliği olmadığı için işten vazgeçilme ihtimali bulunduğu anlaşılır. Örnek Kabadayı bir nara attı, ama karşısındaki bıçağını çekince, baktı pabuç pahalı, kaçmaya başladı. Örnek 2 Baktı ki pabuç pahalı, hemen geri döndü. Paçaları sıvamak deyiminin anlamı nedir * Bir işe başlamak üzere hazırlanmak, kolları sıvamak. * İşe var gücüyle girişmeye hazırlanmak. Örnek Bir an önce paçaları sıvayıp işe başlamak istiyordu. Örnek 2 Paçaları sıvadı, bir beygir kiralayıp köy köy dolaştı.” E. E. Talu Paçası düşük deyiminin anlamı * Giyim-kuşamına özen göstermeyen, kılıksız, pasaklı kimse. * Giyimine, kılık kıyafetine pek dikkat etmeyen, sünepe. Paçavrasını çıkarmak deyiminin anlamı * Çok hırpalamak, sağlam yerini koymamak, işe yaramaz bir duruma getirmek. Örnek Beş kişiydiler, adamın paçavrasını çıkardılar. Paçayı kaptırmak deyiminin anlamı nedir * Ele geçirilmek, yakalanmak. * Bir işten kendini kurtaramamak. * Giriştiği işten vazgeçmek istediği hâlde kendini kurtaramamak. * Dilediği gibi davranamamak. Örnek Paçayı kaptırdık bir kere, yakamızı kurtaramıyoruz. Paçayı kurtarmak deyiminin anlamı * İçinden çıkılması zor bir durumdan kurtulmak. * Bir ilişkiden veya önce girişip sonra pişman olduğu bir işten yakasını sıyırmak. Kendini bir dertten, tehlikeden veya zor durumdan kurtarmak. Örnek Çok şükür şu belâlı işten paçayı kurtardık. Örnek 2 “Varımızı yoğumuzu teknenin oturmamış tarafına aktararak paçayı kurtardık.” B. R. Eyuboğlu Örnek 3 “Bu kadar çapraşık işlerin üstesinden gelip paçayı sıyırdığından haklı olarak gurur duyuyordu. Paha biçilmez deyiminin anlamı * Çok yüksek bir değere sahip olduğundan, değeri tam olarak belirlenemeyen. * Değeri ölçülemeyecek denli yüksek Çok pahalı, kıymeti ölçülemeyecek kadar yüksek. Örnek Paha biçilemez tablolar sergilenmişti. Pahalıya mal olmak deyiminin anlamı * Sahip olmak için büyük masraf gerektirmek. * Büyük bir çaba ve özveri sonucu elde etmek. * Büyük zarar ve sıkıntıya neden olmak. * Kolay elde edilememek; para, özveri ve emek gerektirmek; zarara ve sıkıntıya yol açmak. Pahalıya mal olmak ile ilgili cümle – Ev ona pahalıya mal olmuştu. – Bu ev size pahalıya mal olsa gerek. Püsküllü bela deyiminin anlamı * Çok fazla dert ve sıkıntıya neden olan bela. * Çok büyük sıkıntı ve zarar veren kimse ya da şey. * Kişinin başını derde sokan kişi veya durum. Örnek Başıma püsküllü bela kesilen şemsiyeyi nerede unuttum, nerede bıraktımsa, er geç gelip beni buldu. S. Birsel Pas geçmek deyiminin anlamı * Vazgeçmek, caymak. * Bir sırada sırasını bir sonrakine devretmek. * Üzerinde durmamak, önem vermemek, aldırış etmemek. * Bazı iskambil oyunlarında o ele katılmamak. Pasaportunu eline vermek deyiminin anlamı * Kovmak, işten atmak, işine son vermek. Örnek Patron üç işçinin pasaportunu eline verdi. Patırtı çıkarmak deyiminin anlamı * Gürültü yapmak, kavgaya sebep olmak. * Kavga, kargaşa, gürültü çıkarmak. * Gürültülü bir kavgaya yol açmak. Örnek Patırtı çıkarmadan oturun, babanız uyuyor. Patlak vermek deyiminin anlamı * Gizli kalması istenen bir olayın birden ortaya çıkması. * Gizli kalması istenilen ya da hoş olmayan bir durum, bir olay ansızın ortaya çıkmak. Örnek Kim der di ki savaş bu sabah patlak verecek. Örnek 2 İnsanın vuzuhsuzluk içinde her an bir hadisenin patlak vermesini beklemesi kadar fena bir şey tasavvur edilemez.” E. İ. Benice Pay biçmek deyiminin anlamı * Ders çıkarmak için bir şeyle kıyaslamak. * Bir fikir elde edebilmek için, durumu bir şey ile kıyaslamak. * Durumu bir kişi veya bir şeyin durumu ile karşılaştırıp yargıya varmak. Pay çıkarmak deyiminin anlamı * Bir olaydan kendi için bir ders çıkarmak. * Bir olaydan deneyim kazanarak tutulacak yolu belirlemek. * Bir olay ya da davranıştan tecrübe kazanmak, hisse kapmak, tutulacak yolu belirlemek. Örnek Bununla beraber muhtar, bu vakadan köyün davası için bir pay çıkarmayı ihmal etmemektedir.” R. N. Güntekin Pay vermek deyiminin anlamı * Bir kişiye bir kazançtan hisse vermek. * Küçüğe büyüğe karşılık vermek, saygısızca davranmak. Payını almak deyiminin anlamı * Kendi hakkını almak bir şeyden kendi payına düşeni almak. * Azarlanmak, paylanmak. Örnek Sana oraya gitmememizi söylemiştim, şimdi aldın mı ağzının payını. Örnek 2 Bu gün çok yorulduk ama payımı aldım. Payidar olmak deyiminin anlamı * Ayakta kalmak, yaşamak. * Kalmak, yok olmamak, yaşamak. Örnek Milletimiz ilelebet payidar olacaktır. Örnek 2 Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Atatürk Penceresinden bakmak deyiminin anlamı * Bir olaya belli bir bakış açısından bakmak. Örnek Bu kez eski şarkılarını yeniden yorumlayarak geçmişe bugünün penceresinden bakıyor ve dinleyiciyi yine oldukça etkiliyor. Pes demek deyiminin anlamı * Kaybettiğini kabul etmek, mücadeleyi bırakmak. * Mağlubiyeti kabul etmek, başkasının üstünlüğüne boyun eğmek. Örnek Yenileceğini anlayınca sırtı yere gelmeden pes dedi. Pestil gibi olmak deyiminin anlamı * Çok yorulmak, kımıldamayacak kadar güçsüz düşmek. * Çok yorulup halsiz düşmek. Örnek Pestil gibi yerlerde uzandığıma bakma, anam, ben şu huysuza haddini bildirirdim.” N. Hikmet Pestilini çıkarmak deyiminin anlamı * Bir kişiyi çok çalıştırarak yormak ya da dövmek. * Bir şeyi iyice ezmek. * Halsiz bırakmak. Örnek Kazma sallamaktan pestilimiz çıktı. Örnek 2 Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı Peşinden koşmak deyiminin anlamı * Bir şeyi elde etmek için çok uğraşmak, çok emek harcamak. Örnek Şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. Örnek 2 Zaman oldu en renkli, en ahenkli şekillerin peşinde koştum. N. Hikmet Peşini bırakmamak deyiminin anlamı * Bir şeyi elde etme çabasından vazgeçmemek, bu konuda inat etmek. * Bir kimseyi yada bir şeyi izlemekten vazgeçmemek. Örnek Adamın peşini bırakmayın sakın! Örnek 2 Başımın belası! Peşimi hiç bırakmaz.” S. F. Abasıyanık Peşkeş çekmek deyiminin anlamı * Verilmemesi gereken bir şeyi uygunsuz bir amaçla başkasına vermek. * Bir iş yaptırmak için,kendine ait veya başkasına ait bir şeyi hediye etmek * Kendisinin veya bir başkasının malını bir çıkar uğruna birisine uygunsuz olarak vermek. * Başkasının malını bir başkasına bağışlamak. Örnek Yurdu düşmanlara peşkeş çekiyorlar. Örnek 2 Kocasını ardı arkası gelmeksizin kandırdığı yetişmiyormuş gibi bazen genç kızları da şuna buna peşkeş çekermiş.” E. İ. Benice Peyda olmak deyiminin anlamı * Birden ortaya çıkmak, kendini göstermek, oluşmak, belirmek. Örnek Köşede bir adam peyda oldu. Pılı pırtıyı toplamak deyiminin anlamı * Bütün eşyalarını toplamak. * İşe yarayan, yaramayan tüm eşyalarını toplayarak gitmeye hazırlanmak. Örnek Pılı pırtıyı toplamış bekliyordu. Örnek 2 O adam buraya gelince pılı pırtıyı toplayıp gitti. Örnek 3 Dört sene sonra ustası pılıyı pırtıyı toplamış, geldiği memlekete geri dönmüş.” S. F. Abasıyanık Palas pandıras deyiminin anlamı * Acele olarak, hazırlanmaya zaman bulamadan. * Gereği gibi derlenip toparlanmaya vakit bulamadan, çarçabuk. * Hemen, birden bire,habersiz hazırlıksız, çarçabuk. Örnek Palas pandıras evden çıkmak zorunda kaldık. Örnek 2 Bu skandal üzerine ertesi günü palas pandıras pansiyondan ayrılmak zorunda kaldı. H. Taner Palavra atmak deyiminin anlamı * Abartarak konuşmak, yalan söylemek, olmayacak şeylerden söz etmek. * Bir şeyi abartarak anlatmak veya Olmayan yada yapılmayan bir şeyi gereğinden fazla abartarak söylemek ve anlatmak. Örnek Yalana yakın palavralar savurmaktan kendini alamayan Ragıp Bey, bu sefer tamamıyla masumdu.” Y. K. Karaosmanoğlu Örnek 2 Palavra atma güzel kardeşim. Paldır küldür deyiminin anlamı * Büyük ve düzensiz, kaba bir gürültü çıkararak. * Ansızın ve yol yönteme aldırmaksızın, kurallara uymaksızın. Örnek Müdürün odasına paldır küldür dalmıştı. Örnek 2 Paldır küldür merdivenlerden inmeye başladılar. Örnek 3 Bütün eşyamızın paldır küldür uçurumlardan yuvarlandığını gayet iyi hatırlarım. B. R. Eyuboğlu Örnek 4 Hem bir genç kadının, genç bir delikanlının odasına paldır küldür girmesi yakışık alır şey midir? R. N. Güntekin Pamuk ipliğiyle bağlamak deyiminin anlamı * Çok az bir bağla bağlı olan, her an bağı kopabilecek durumda olan. * Etkisi az sürecek, köksüz, geçici bir çözüm yolu bulmak. Örnek Bu işi pamuk ipliğiyle bağladık, ancak bir çözüm bulmalıyız. Örnek 2 Adam pamuk ipliği gibi hayata bağlanmakta. Paniğe kapılmak deyiminin anlamı * Çok şiddetli ve ani bir korku duymak. * Aşırı ölçüde korkup ne yapacağını bilemez olmak. * Çok korkmak, telâşa sürüklenmek. Normal yaşamda yapmayacağı davranışları yapar duruma gelmek. Örnek Çocuklar paniğe kapılacaklar diye endişeleniyorum. Örnek 2 Kendisi ile birlikte gelemeyeceğini anlayınca tam bir paniğe kapıldı. N. Cumalı Para babası deyiminin anlamı * Çok zengin, parası bol olan kimse. * Çok zengin olup parasının ve servetinin hesabını bilememesi, parası pulu, malı çok olan kimse. Örnek Ahmet abinin her yerde yatırımları var, anliyacağın para babasıdır. Para canlısı deyiminin anlamı * Para kazanmayı ve biriktirmeyi çok seven kimse. * Paraya aşırı ölçüde düşkün kimse. Örnek O para canlısı adandan iylik mi beklenir. Para çekmek deyiminin anlamı * Bankaya yatırılmış nakit paranın, bir kısmının ya da tamamının yatıran kişi tarafından geri alınması. * Birinden, çeşitli gerekçelerle para sızdırmak. Para dökmek deyiminin anlamı * Bir şeye çok para harcamak, masrafta yapmak, harcamada bulunmak. Örnek Düğün için az para dökmedi. Örnek 2 Avuç avuç bu fettan kadına para dökerler de doktora on kuruş vermeyi çok görürler.” E. İ. Benice Örnek 3 Kardeşimin iyileşmesi için az para dökmediler. Para kesmek deyiminin anlamı * Çok para kazanmak. * Devletin çok para basması. Örnek Bizim büfe âdeta para kesiyor. Örnek 2 Büyük para kesiyor, yeni yeni bilezikler alıyor.” H. R. Gürpınar Para sızdırmak deyiminin anlamı * Bir yerden ya da kimseden kandırarak veya zorlayarak para almak. Örnek Kabadayılar esnaftan az para sızdırmadılar. Örnek 2 Ahmet sevgilisinden iyi para sızdırıyor. Post elden gitmek deyiminin anlamı ve cümle * Öldürülmek. * Bulunduğu yüksek mevkiinin kaybedilmesi. Bir başka şekli; postu kaptırmak. * Bulunduğu yüksek makamdan ayrılmak zorunda kalmak, makamını yitirmek. Örnek Post elden gidince kahretti adam Post kavgası deyiminin anlamı * Yüksek bir makam için verilen mücadele. * İktidarı ya da yüksek bir orunu ele geçirme, iş başına geçme çekişmesi. * Bir makamı, işi ya da iktidarı ele geçirme çekişmesi. Örnek Seçimler yaklaştı, post kavgası da başladı. Posta koymak deyiminin anlamı * Korkutmak, gözdağı vermek, tehdit etmek, kabadayılık etmek, kafa tutmak. Posta koymak ile ilgili cümleler – Bana posta koyacak adam daha anasından doğmadı. – “Daha dün Kel Mahmut’u yıkayıp yağlayan yavşak bugün kalkmış ona posta koyuyor.” R. Ilgaz Postayı kesmek deyiminin anlamı * İlgilenmeyi bırakmak. * İlişkiyi kesmek, gidip gelişi sona erdirmek. * Bir kimse ile alakayı kesmek yada bir şeyi yapmaktan, yürütmekten vazgeçmek. Postu kurtarmak deyiminin anlamı * Kendi hayatını kurtarmak. * Öldürülmek tehlikesini atlatmak. * Can tehlikesini atlatmak, öldürülme tehlikesi olan yerden kaçıp kurtulmak. Örnek Postu kurtardık çok şükür. Pot kırmak deyiminin anlamı * Yersiz olduğu için söylenmemesi gereken bir şeyi bilmediğinden ya da dalgınlığından ötürü söylemek, çam devirmek, gaf yapmak. * Farkında olmayarak, karşısındakine dokunacak bir söz söylemek ya da davranışta bulunmak. * Gaf yapmak, farkında olmayarak karşısındakini kıracak, incitecek söz söylemek. Örnek Dikkatli ol, bir pot kırma sakın. Pösteki saymak deyiminin anlamı ve hikayesi * Herhangi bir kazancı olmayan ve çok yorucu bir iş ile uğraşmak. Bir başka şekli; deli pösteki sayar gibi. * Hiç ilerlemeyen gereksiz ve tatsız bir işle uğraşmak. * İçinden çıkılması zor ve anlamsız bir işle uğraşmak. Örnek Ne mi yapıyorlar? Pösteki sayıp duruyorlar. Pösteki saymak deyiminin hikayesi Eskiden Topbaşı tımarhanesine bir paşa idareci olarak görevlendirilmiş. Paşa idari işlerle uğraşırken, doktorları da incelemiş ve bir süre sonra tıbbî konularla da ilgilenir olmuş. Bu arada delilerle, akıllıları ayırmak için kendince bir metot icat etmiş. Hastalardan birinin önüne bir pösteki koyup, “Haydi bunun kıllarını say” diyormuş. Hasta, “Paşam, hiç pös-tekinin kılları saymakla biter mi?” gibi mantıklı bir cevap vereni akıllandı diye salıyor, oturup saymaya başlayanın ise deli olduğuna kanaat getiriyormuş. Bir gün yine bir hastaya bu testi uygulamak istermiş, fakat hasta “Ne şekilde sayayım?” diye sorunca paşa ne yapacağını bilememiş ve pöstekinin başına oturup sayar gibi yapmaya başlamış. O sırada oradan geçmekte olan bir doktor arkadaşına paşanın ne yaptığını sormuş ve alaylı bir şekilde; “Bizim paşa da pösteki saymaya başladı!” cevabımı almış. Prangaya vurmak deyiminin anlamı * Hapse atmak, zincire vurmak. * Zincire vurmak, ayağına pranga bağlamak. Örnek Prangaya vurulu olarak yıllarca kaldı o hapishanede. Puan tutturmak deyiminin anlamı * Bir şey için gereken asgari puanı kazanmak. * Bir sınavda gereken puanı kazanmak. Örnek Bu sene puan tutturup da üniversiteye girecek miyim bilmiyorum! Punduna getirmek deyiminin anlamı * Bir şey için karşıdakinin itiraz edemeyeceği bir an yakalamak. * Bir şeyi yapmak için uygun şartları elde etmek, fırsat kollamak. Örnek O döner dönmez bir punduna getirip tanıştırayım sizi.” A. İlhan Örnek 2 Punduna getirir getirmez patlattı yumruğunu. Punt Fırsat, bir şey için en uygun zaman. Pusu kurmak deyiminin anlamı * Saldırmak için gizlice beklemek. * Saldıracağı kimseye görünmemek için bir yere gizlenip onun oradan geçeceği zamanı kollamak, beklemek. Örnek Düşmanlarımızın pusu kurduğundan tam zamanında haberdar olmuştuk. Para tutmak deyiminin anlamı * Kazandığı parayı biriktirebilmek. * Kazandığı paranın hepsini harcamayıp birazını artırmak, biriktirmek. * Satın alınan şeyin karşılığı… kadar para olarak hesaplanmak. Örnek Yol çok para tuttu. Örnek 2 Aldığımız eşyaların hepsi kaç para tuttu dersiniz? Para yedirmek deyiminin anlamı * Bir kişiye yasadışı iş yapması için para vermek, rüşvet vermek. * Başkasına yok yere para harcamak gereksiz yere biri uğruna çok para harcamak. Örnek Delikanlı kadına çok para yedirdi ama sonuç alamadı. Örnek 2 Her işte biraz para yedirmek gerekiyor. Örnek 3 O binayı yaptırmak için belediyeye az para yedirmediler. Para yemek deyiminin anlamı * Lüzumsuzca para harcamak. * Çalıştığı kurumun parasını çalmak. * Kendi istekleri uğruna, gerekli gereksiz demeden bol bol para harcamak. * Görevinin olanaklarını kötüye kullanarak, bir işi yapmak için birinden yasadışı para almak, rüşvet almak. Örnek İnsanlar artık açıktan para yiyorlar. Parasını sokağa atmak deyiminin anlamı * Parasını çarçur etmek, boş yere harcamak. * Değeri olmayan bir mala para vermiş olmak. * Parasını kazanç getirmeyecek bir işe yatırmak. * Gereksiz harcama ve yatırımda bulunmak. Örnek Adam pamuk işine girerek göz göre parasını sokağa attı. Paraya çevirmek deyiminin anlamı * Bir malı para ile değiştirmek. * Bir şeyi verip yerine para almak. Örnek Çeki paraya çevirdi, harcadı Örnek 2 Gidin, şu dolapları paraya çevirin de gelin. Paraya kıymak deyiminin anlamı * Bir şey için bir miktar parayı elden çıkarmak. * Gerektiğinde para harcamaktan kaçınmamak. Örnek Paraya kıymış, oğluna güzel bir düğün yapmıştı. Paraya para dememek deyiminin anlamı * Çok para kazanmak, çok paraya sahip olmak, bolca para harcamak. * Elde olan parayı az bulmak. * Kazancı bol olmak. Örnek Ahmet fabrikada çalışırken paraya para demiyordu. Parmağı ağzında kalmak deyiminin anlamı * Çok şaşırmak, hayrete düşmek. * Bir duruma pek çok şaşmak, şaşakalmak. Örnek Haftasına kalmadı, o ser şiş kayboldu, semirmeye başladım. Doktorların parmağı ağzında kaldı. P. Safa Parmağında oynatmak deyiminin anlamı nedir * Bir kimseye istediğini yaptırmak, onu her şekilde kontrol etmek. * Birine her istediğini yaptırmak, onu kukla gibi kullanmak. Örnek Beni parmağında oynatamayacaksın alçak herif. Örnek 2 Maşallah, müdür herkesi parmağında oynatıyor. Örnek 3 Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini parmağında oynattı. Pire için yorgan yakmak deyiminin anlamı * Küçük bir olumsuzluk için büyük bir emeği ziyan etmek. * Önemsiz bir yitiğini elde etmek uğruna daha büyük bir zararı göze almak, bir duruma kızarak kendisine daha büyük bir zarar verecek davranışta bulunmak. * Önemsiz bir şey için kızıp daha büyük zarara yol açacak davranış içine girmek. Örnek Niye pire için yorgan yakıyorsun ki sadece gerçekleri söyledim. Pireyi deve yapmak deyiminin anlamı * Önemsiz bir olayı büyütmek, küçük, önemsiz bir olayı çok büyütmek, abartmak. * Küçük, basit bir olayı büyütüp mesele yapmak, aşırı abartmak. Örnek Patronumuz hatayi kabul etmez pireyi deve yapar. Örnek 2 Kardeşim ne pireyi deve yapıyorsun, topu topuna bir bardak kırıldı. Pis pis düşünmek deyiminin anlamı * Derin ve üzüntülü düşünceye dalmak. * Karamsar, derin ve üzüntülü bir düşünceye dalmak. Örnek Pis pis düşünmeyi bırak da bir yol arayalım. Örnek 2 Pis pis düşüneceğine kalk ta işin ucundan tut. Pis pis gülmek deyiminin anlamı * Diğer insanları kızdıracak ya da rahatsız edecek şekilde gülmek. * Birinin düştüğü kötü duruma öç alır gibi, arsız arsız gülmek. Örnek Sen ne biçim adamsın, halime ağlayacağına karşıma geçmiş pis pis gülüyorsun. Pisi pisine deyiminin anlamı * Boşu boşuna, boş yere. * Bir hiç uğruna, kötü bir nedenle, boşu boşuna, yok yere, boş yere. Örnek Pisi pisine vurdular çocukcağızı. Pişkinliğe vurmak deyiminin anlamı * Bir hakarete ya da azarlamaya aldırmamak. * Kendisine yapılan kötü davranışa aldırmamak, kendisine soğuk davranılmasını, önem verilmemesini anlamazlıktan gelmek. * Çıkarı için kötü bir davranışa veya söze aldırmamak. Pişmiş aşa su katmak deyiminin anlamı * Bitmiş bir işi, sonradan yapılan müdahalelerle bozmak. * Yoluna girmiş olan ya da sonuçlanmak üzere bulunan bir işi bozacak davranışta bulunmak. * Olmuş bir işi bozmak yada tamamlanmak üzere bir işi çeşitli sebepler öne sürerek bozmaya çalışmak. Örnek Pişmiş aşa su katabilir, onu buraya sokmayın. Pişmiş kelle gibi sırıtmak deyiminin anlamı * Tüm dişleri gözükecek şekilde gülümsemek. * Yersiz ve aptalca, anlamsız bir biçimde, dişlerini göstererek gülmek. * Anlamsız, çirkin, yersiz, dişlerini göstererek gülmek. Örnek Pişmiş kelle gibi gülmeyi bırak da işine bak. Posasını çıkarmak deyiminin anlamı * Bir şeyi ya da kişiyi sonuna kadar kullanmak, sömürmek. * Birini çok dövmek. * Bir konuyu en ince ayrıntısına kadar eleştirmek. Örnek Ülkenin posasını çıkardılar, biz hâlâ seyrediyoruz. Örnek 2 Onlar öyledir, adamın posasını çıkarırlar. DEYİM NEDİR? Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı ya da söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir. İki veya daha çok sözcükten kurulu bir çeşit dil ifadesi olan deyimler, duygu ve düşünceleri dikkati çekecek biçimde anlatan ad, önad, belirteç, yalın ve birleşik eylem görünüşlü dilsel yapılardır. Ya tam bir tümcedirler ya da bir söz öbeğidirler. Diğer bir deyişle Deyim; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarına “deyim” denir. DEYİMLERİN ÖZELLİKLERİ 1. Deyimler kalıplaşmış sözlerdir, kelimelerin yerleri değiştirilemez ve aynı anlama bile gelse yerine başka bir sözcük getirilemez. Farklı bir sözcük getirilir veya sözcüklerin yeri değiştirilirse, ifade etmeye çalışılan düşünce anlamlı ve cümle akşına uygun olsa bile kullanılan söz grubu deyim sayılmaz. “Başını taştan taşa vurmak” deyimi “kafasını taştan taşa vurmak” biçiminde söylenemez. “Tut kelin perçeminden” deyimi” kelin perçeminden tut” biçiminde kullanılamaz. 2. Deyimler en az iki sözcükten oluşan söz gruplarıdır. Bir sözcük tek başına deyim oluşturamaz. – Ağzını aramak – Bozuntuya vermemek – Fikir yürütmek – Ekmeğini taştan çıkarmak – Elinden geleni ardına koymamak 3. Deyimler farklı farklı söz grupları biçiminde meydana gelmişlerdir. Deyimleri oluşum şekillerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılabiliriz. İsim Tamlaması Biçiminde Olanlar Ateş pahası, ekmek kapısı, balık istifi, eşek şakası, anasının gözü vb. Sıfat Tamlaması Biçiminde Olanlar Kara cahil, deli fişek, yarım ağız, püsküllü bela vb. Kurallı Bileşik Sıfat Biçiminde Olanlar Çenesi düşük, içten pazarlıklı, eli açık, maymun iştahlı, gözü kara vb. Mastar Grubu Biçiminde Olanlar Acemilik çekmek, ciğeri beş para etmemek, suratı bir karış asılmak, iki ayağını bir pabuca sokmak, etekleri zil çalmak, göz dikmek, aldırış etmemek vb. Cümle Biçiminde Olanlar Adet yerini bulsun. Dostlar alışverişte görsün. Delik büyük yama küçük. Fol yok yumurta yok. Ayıkla pirincin taşını vb. Eksiltili cümle, ikileme vb biçiminde olan deyimler de vardır. 4. Ne kadar fazla sözcükten oluşursa oluşsun deyimler tek bir kavramı ya da durumu karşılar. Deyimleri atasözlerinden ayıran en önemli özellik de budur. Atasözlerinin arka planında öğüt verme, ders çıkarma gibi unsurlar varken deyimler yalnızca bir durumu bir kavramı belirten anlatım kalıplarıdır. Çoban kulübesinde padişah rüyası görmek Hayalcilik Üstüne tuz biber ekmek Kusuru artıracak harekette bulunmak Suya götürüp susuz getirmek Herhangi bir işte diğerini alt etmek Atı alan Üsküdar’ı geçti Fırsatı kaçırmak Havanda su dövmek Boşuna uğraşmak Deveye sormuşlar Neden boynun eğri? “Nerem doğru ki” demiş İşin her tarafının bozuk olması durumu 5. Deyimlerin büyük çoğunluğu mecaz anlamlıdır, yani deyim içindeki sözcüklerin karşıladıkları anlamlar ile deyimin karşıladığı anlam farklıdır. Küplere binmek Sinirlenmek Küpün üzerine oturmak anlamında değildir. Derdini dökmek Çekilen sıkıntıların bir bir anlatılması. Ayağının tozuyla Gelir gelmez Burun kıvırmak Beğenmemek Sinekten yağ çıkarmak Olamayacak yerden çıkar sağlamaya çalışmak Ağzı açık ayran delisi Aptal aptal bakan avanak 6. Sayıları az da olsa gerçek anlamlı deyimler de vardır. Deyim içindeki sözcüklerin karşıladıkları anlamlar ile deyimin karşıladığı anlam aynıdır. Çoğu gitti azı kaldı Yapılmakta olan işin en önemli, en zor bölümü bitti. İyi gün dostu olmak Sadece iyi günlerde görünmek. Kimi kimsesi olmamak Yakını, eşi, dostu bulunmamak. Yükte hafif pahada ağır Taşınması kolay olan aynı zamanda kıymetli olan şey POT KIRMA kelimesinin eş anlamlılarının listesi ve aynı uzunlukta ve kelime oyunları, bulmacalar ve çeşitli bulmacaları çözmek için kullanışlı 7 benzer kelime. Benzer Kelime Edebiyat Güneş Yanığı 12 Heyecan 7 Övülme 6 Pot Kırma 9 Utanma 6 Yalan Söyleme 13 Cevaplar ve Çözümler İfade etmek Cevapları İnsanların Yüzünün Kızardığı Bir Zaman Pot Kırma pot kırma ile ilgili tanımlar Pot Kırma, Çam Devirme Pot Pot Kırmak Alçaltma, Onur Kırma Aşağılama, Onur Kırma Anlamında Kullanılan Yöresel Sözcük Aynı Sağrının Yüksekliği Boyunca İki Farklı Eğimi Bulunan Kırma Çatı Beton Kırma Makinesi Bir Parçanın Keskin Kenarını, Kendisine Paralel Bir Kesitle Kırma İşlemi Bir Rekoru Tekrar Kırma Değişik Türden Hayvan Veya Bitkiden Üremiş Hayvan Veya Bitki,Melez,Kırma,Azma Aynı uzunluk Teknofest Yakışıklı Peterburg Osman Bey Şanlıurfa Esmeralda Türkpençe Burak Kut Azra Akın Avusturya Anemurium Düzenleme Ferdi Abi Kardeşlik Mobilyalı Pişmanlık Adriyatik Metin Uca Şu Dağlar Daft Punk Koramiral Metroloji Van Damme Krizantem En Yeni Çözümler

pot kırmak deyiminin eş anlamlısı